solan toprak oldu üzerinde bocalayan biz üstüne bir de bina diktik
peki kim girdi içine
hani
nerede
hangimiz oyun parkları plastik kokan kaykayların peşlerinde anneleri çocukların üstüme sıçramış yuvaları zor açılan çürümüş çekmecelerinde dönme dolapların baş döndürücü hatıraları gıcırdayan kapı oldu içeri giren biz altına bir de halı serdik peki kim yürüdü üzerinde
hani
nerede
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim