Affet diye değil anla diye yazıyorum.
Ben vurmayı dokunmak
Kırmayı sevmek,
Öfkelenmeyi ise okşamak olduğunu sananlardandım.
Seni öyle özlemişim ki
Adın mıh gibi beynimde çakılı.
Kırıp döktüğüm sövüp saydığım
Geriye dönüp ne kadar kabahat var ise
Hepsinin adına koca bir özür.
Her mutlu anın mutlak bir cezası var gibi
Mutsuzluğun sebebini de kendimde görüyorum.
Konuşurken ağlıyorum
Yazarken ağlıyorum.
Sensiz kendi ağırlığını taşıyan biri bile değilim.
Tanrı kafayı sevdiği kula takarmış.
Benimkisi seninle meşgul.
Seni düşünmeye başlayınca,
Yüreğim bir derin sessizlik çöker.
Arkadaşları dışarıda oyun oynayan
Ben ise hep evde cezalı çocuk durumundayım.
Seni o kadar çok seviyorum ki
Söylerken bile tüketmek istemiyorum.
Ben seni kör gözüm gibi seviyorum.
Kal diyenim bir tek sendin.
Şimdilerde ise
Gel diyenlerin peşinden sürükleniyorum hep.
Bendeki mevsimler hep sen
Bendeki kitaplarda hep sen yazılısın.
Sana o kadar mecburum ki
Mecburiyetimden mahcup bir haldeyim.
Elimdeki mendille
Bir ağlayışımın bir de gülüşümün izini silmekle meşgulüm.
Sen yoksan ben de yokum.
Kendinden başka hiçbir şey öğütmeyen
Değirmen taşı gibiyim.
Sen gideli sadece hayatta kalmak isteyen
Yabani bir ot gibiyim
Suç üstü yakalanmış
Bir çocuğun masumiyeti yok bende.
Sana olan özlemimi
Bu kalemin gücü yetmez yazmaya
Kaçmakta kovalanmakta
Vakit bulamadım sana sevdiğimi söyleyemedim.
Aynı taşın altında ezilince eşitlenir insan.
Seni çok seviyorum
Şair olmadığım halde
Sen dolanınca dilime tümceler birbirine kenetlenir
Eğim eğim eğilir
Erim erim eririm
Benim tek arzum sensin.
Acıyı çağırma bana ne olursun
Ondan bende çok var
Senin hasretin o kadar zor ki
Tek bir gözyaşı gibi
Yanağım ile gözlerim arasında dolaştırıp duruyorum.
Ben seni çok seviyorum.
Seni anan kalbimle konuşur.
Seni anmadığı her an için onu tekmeliyorum.
Sen yanımda yok iken sevdiğim
Kendi hayatıma başka bir kapıdan girmiş gibiyim
Sevdam
Düşmüş bir yaprağın ağaca baktığı gibi bana bakıyor
Ben sensiz
Amele pazarında sona kalmış bir kekeme gibiyim
Ben sana tabiyim
Gidişinle harap olmuş
Kalbime kırık camlar batmış.
Unutulmak mı
Hiç yaşanmış bir şeyi insan unutabilir mi
Sadece alışıyor insan
Bazen iç güdülerimi yokluyorum.
İç güdülerim de susmuş senden dolayı
Ben sensiz karanlıktayım.
Tutsağım,zindanlardayım
Ellerim kollarım bağlı meçhullerdeyim
Kalbimin içi düzensiz bir çiçek bahçesi gibi
Hiçbir özelliği olmayan
Kendini köpek balığı sanan bir sardalya gibiyim
Şu ölümlü tiyatroda
Senden sonra baş rol oyuncusu değil
Sadece seyircisi olurum.
Ben sana aitim.
Sen yoksan ben bir hiçim.
Gözyaşlarım döndü denize.
Ben içinde boğuluyorum.
Bil işte seni seviyorum sevdiğim.
zengezur net
Kayıt Tarihi : 25.4.2018 00:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Abdullah Tanrıkulu 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/04/25/sokup-atamam-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!