Ruhumuzun son deminde hüznün giysilerini üzerimizden çıkaralım
Sevinçler ekelim ovalara, maviş yelkenlilerle kuş sürülerine karışalım
Özlemlerin külünü denizlere serpelim, gökyüzüne salıncaklar kuralım
Sokul yangınıma yar, közü sönmeyen aşklarla yeni baharları karşılayalım
Zor bir sorunun düşünüşleriyle kanar içimiz yar, dökmeden dinle suskularımı. İstersen kollarımdan çivile, dağlardan çığlar indir, bin bir yerimden parçala. Gözlerine her inişinde yaşların, beni bu dünyadan terki diyar eyler. Bilmelisin ki, nefesinin kutsal esintisiyle bu yürek inadına yaşar. Sensizlik ölümse, özlemin zulümse yürek sızım, neden bu koca çınar varlığının sırılsıklam mevsimlerinde kan ağlar?
Gecenin derin kuyularında zamansız ve arsız bir yangınla dişlenen bedenimin düşlerinde, şimdilerde örgülü saçlı bir kısrak yol alıyor, beni yüreğimin kuytularında bir başıma bırakarak. Ruhumun sol sızısı, sazımın en güzel tınısı, gözlerindeki yanardağ patlamasıyla, küf bağlamış yaralarımı dağlıyor. Divit gözlerinle beni ölümden önceki baharlara salıyor.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bir kadın titrek alevlere gözlerini düşürür kulaklarındaki ezgilerle. Üşüyen elleriyle yıldızlara bakar bir adam, yüreğindeki şiirlerle. Örümcek rüzgâra çarpar, kadın şarkılara ağlar, adam kadına şiirce akar, aktıkça yüreği kanar. Rüzgâr anıları getirir, gecenin nefesi odaya dolar, yıldız şavkıyla iki beden karanlıkta dansa kalkar.
VE ADAM KADININ KULAĞINA FISILDAR:
Yüreğinin desenlerinde ve gün ağartılarında, sen içimde umutları çoğaltan, en içli şarkılarda bile sesinin ve yüreğinin hışırtılarını içime dolduransın. Sen, ruhunda güneşin tüm renklerini, en karlı dağların dinginliğini taşıyansın. Seni görmeyince, seni işitmeyince, firari düşünüşlerimin gelgitli ovalarında tırnaklarımla yoluyorum sensiz geçmiş günlerimi ve sözcüklerimin deli mermilerini deli akan ırmaklara boşaltıyorum.
KADIN BİRAZ MAHÇUP BİRAZ SÖZLERİN SARHOŞLUĞUNDA BAKIŞIYLA KONUŞUR:
Kilitli kalmışım gözlerinde işte, tecritlerdeyim yar. Lekesini yüreğinde taşıyan bir aşığım, beni sevginle onar. Çimdikle zamanı, beni açmamış karanfillerin tomurcuğundan çıkar. Yaşanası ilkbaharlarında nereye dönsem yüzümü sen varsın, ruhundaki sevgi şelaleleri aktıkça, beni yüreğinle sar.
İŞTE TAM O SIRA BİR CEMRE DÜŞER ŞİİRE, GÖK IŞIR, KAN ISINIR. ÇİÇEĞE DURAN SEVDA BAHAR OLUR...
Yüreğimin alkışlarıyla...
umut yüklü her satır..kuşlar, yıldızlar bir düşün içinden çıkmış gibiler yeni mevsime..çok hoş...teşekkürler..saygı ile..
Ruhumuzun son deminde hüznün giysilerini üzerimizden çıkaralım
Sevinçler ekelim ovalara, maviş yelkenlilerle kuş sürülerine karışalım
Özlemlerin külünü denizlere serpelim, gökyüzüne salıncaklar kuralım
Sokul yangınıma yar, közü sönmeyen aşklarla yeni baharları karşılayalım
baharlar sizin olsun ve yüreğinize hep mutluluk dolsun..:)
Yıldızlar ekelim karanlıklara, künyemizdeki aşkla kuşların çığlıklarının kesilmediği yerlere gidelim bu bahar.
Çok güzel tebrik ediyorum siz yıldızları ekmeye başlayın milyonlarcası çoğalıp filiz verecek yüreğiniz çok geniş kutluyorum...
Sokul yangınıma yar, közü sönmeyen aşklarla yeni baharları karşılayalım
Her gün daha coşkulu, daha canlı umudumuza sabah olalım... Tebrikler Selahattin bey...
5. mevsimde...
4. cemre düştüğünde ki... çoğu kez yaşanan...
Yaşadıkça görülen.
Tebrikler efendim zevkle okudum.
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta