Sokağın görünmeyen çocukları

Vasıf Temel Çobanoğlu
78

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Sokağın görünmeyen çocukları

Hele bir soralım kendisine
Kimsin nerelisin kimin nesisin
Hangi mahallenin sokağındansın diye
Boynu bükülü yutkunur sözünü
Bilmiyorum nereliyim kimin nesiyim
Nereden geldim nereye gidiyorum
Yurdum yuvam sokaklardaki kaldırım taşları
Yıkık dökük harabeye dönmüş
Terkedilmiş farelerin yuvalandığı
Pirelerin doğum yeri
Ayazı dost bildiğim gecelerde
Rüzgârın kılıç gibi kestiği bedenimle
Dört tarafı yıkık taş duvarlar arasında
Taşlar yastığım
Gök kubbeyi yorgan bildiğim
Ben sokakların görünmeyen çocuğuyum

Hayalini kuramadığım
Oynamayı beceremeyen
Elimle dokunamadığım
Oyuncağı hiç olmayan
Anne şefkati baba sevgisi nasıldır bilmeyen
Güneşin doğuşunu gün batımını
Annem, babam kardeşlerimin olduğu
Mutlu bir yuvanın
Penceresinden izleyip
Yıldızların kayışında dilek tutamayan
Kimsesiz sokak çocuğuyum ben

Hayallerim eşliğinde adımladığım
Şu parke taşlarında sırlarım gizli
İyi tanırlar
Suskun kalırlar beni gördüklerinde
Ağlamaklı olur gözleri

Üşüdün mü diye soranım yok
Paltosunu çıkartıp eğnime giydirenim yok
Üşüdüğümde üzerime yorganımı örtecek
Yanağıma sıcak bir buse konduracak
Annem babam yok benim

Tenha karanlık sokaklarda yolumu kesip dövenleri
Şikâyet edebileceğim abim babam yok
Güçlüsünden zayıfından çok dayaklar yedim
Kollarına sığınıp güvende hissedeceğim kimsem yok benim

Bayramlar gelir geçer
Elini öpecek yakınım yok
Yatağını ıslatmış çocuklar gibi
Uyanıyorum çiği düşmüş
Nemli taşlar üzerinde her sabah
Öksürüyorum ciğerlerim parçalanırcasına
Kanlar geliyor
Ağzımdan burnumdan
Rüyalarım bile acı veriyor bana
Üzülüyorum mutlu olamadığıma
Ve kaderim diyorum
Utangaç korkak dolaşıyorum sokaklarda

Geçenlerde çöpte bulduğum
Altı delik yanları patlamış
Benim için yeni olan bir çift ayakkabıya
Sevinmesini bilen sokak çocuğuyum ben

Kendini kaybetmiş
Aklı fikri ne geçmişinde neden geleceğinde
Günlük düşüncesi
Akşamı geceyi nerede geçireceği
Yağmur yağmayan
Sert rüzgârların göğsü delip geçmeyeceği
Sığınabileceği bir kovuk
Geçmişini bilmeyen
Kim olduğum sorusuna bilmiyorum der gibi
Baka kalan
Sokak çocuğuyum ben

Anası babası vardı onunda elbet
Baba kim ana kim bilmez
Belki de hiç yüzünü görmeden
Atılmıştır sokaklara
Gördüyse de çok küçüklüğünde
Hatırında kalmamıştır siması
Dede’si babaannesi anneannesi
Amcası dayısı halası teyzesi ablası ağabeyi
Kardeşleri var mı yok mu bilmez soyağacını
Kendini bildi bileli yalnız
Sokaklar tek bildiği yaşadığı yuvası
Kendi gibi sokaklarda kalanları
Abisi kardeşi dert ortağı tek bildikleri
Hatırını soran sacını okşayanı yok

Annenin babanın elinden tutup
Neşeyle yürüyen çocukları görünce
İçi darmadağınık paramparça olmuş
Bombalanmışçasına
Hiroşima gibi
Bir anda yıkılır küle döner yüreği
Yok, olmuş ruhu benliği
Kendi eliyle yazmadığı kaderine kahreder
Düşmanıdır kafasındaki
Nedendir niçindir cevabını bulamadığı sorular
Yüreğine kor düşürmüştür bir kere
Anne baba sevgisi görmeyen sokak çocuğuyum ben

Nüfusa kayıtlı olduğu yeri bilemiyor
Kim olduğunu bilmeden ama yine de
Meraklı anne babayı arayıp bulmaya
İmkânı olsa da yâda birileri tutsa elinden
Gel gidelim annenin babanın olduğu yerlere

Boynunu büker
Anne, baba ölümü sağ mı bilmiyor
Ben beni bilmiyorum kimim
Doğduğum yerlere gidebilsem
Doğduğum yeri sorup soruştursam
Bulabilsem keşke doğduğum yerleri
Köyde kalan görmüş geçirmiş
Yaşlı birisinden sorup soruştursam
Nüfus kâğıdımda yazılı olan
Tanıyıp bilmediğim annemi babamı

Hemen şu ilerideki üçüncü ev deseler
Ve karşımda yıkılmış harabe
Yıkık dökük taşlar arasında kalan
Çürümüş birkaç ağaç parçaları arasında
Yıkılıp kalmaz mı umduğunu bulamayınca insan
Anneye babaya doyasıya sarılma hayaliyle
Umutla geldiği soyunun doğduğu köye
Kahır üzerine kahırlar yüklenmiş omuzlarına
Yıkılıp kalır oracıkta
Son nefesi vermek üzere
Kaderi çağırmıştır doğduğu topraklara
Zavallı kimsesiz son nefesini veren
Sokak çocuğuyum ben

Ve ağlar, ağlar, ağlar
Can yakan gözyaşlarını
Sağanak yağmurlar bile soğutamaz yüreğini
Dalıp gider gözleri
Gördüğü karaltı’lı sonsuzluğun
Gökyüzüyle birleştiği yerlere
İsyan eder bağırır avazın çıktığınca
Martılar bastırır sesini denizin yosun kokularında

Cesaretini toplayıp yaşadığı bunca acıyı unutup
Hayata yeniden doğmuş gibi
Mutluluğu bir ömür bırakmadan yaşamak için
Elini uzatır
Avuçlarında tutar yıldızları ayı
Sevdiğine içtenliğiyle sunar
Yiğitliğini cesurluğunu ispatlarcasına
Bak senin için ayı yıldızı avuçlarıma aldım
Sevdiğine, benimle bir ömür
Mutlu bir hayat yaşamaya varmısın demeye

Kendisi gibi bir iki dostu belki var belki yok
Hayalleri yoktur geleceğine
Anne babasıyla kardeşleriyle
Hafızasına yazacağı mutlu bir anısı yok
Geçmişi yok olmuş geleceğine hayalleri olsun

Belki de umutsuz sevdası saklıdır hayallerinde
Hayallerindeki karşılıksız sevdiğini anlatırken enginlere
Gözleri parlar yüreği çarpar
Kendisi gibi umutsuz vaka
Hayalleri düşüncesi sevdası

Aslında her gün gözlerimizin önündeler
Bakıp geçerken burun kıvırarak
En güzel kalplilerdir onlar aramızda
Sesiz sedasız adımlayanlar
Sokakların kaldırım taşlarında ölümü
Televizyon muhabirleri
Haber yaparlar polis eşliğinde
Kimlik araştırması kimin nesi DNA testi derken
Kimsesizler mezarlığına defnedilirler
Bir imam bir müezzin olur cemaati
Toprak atacalar kim olduğu bilinmeden
Bir gün gazetelerin alt köşesinde
Küçük bir haberde yer alır
Sabahın köründe
Acımasız hayatın bir parçası
Sokak çocuğunun acı dolu sonu diye

Zincirlenmiş ayaklarımdan ellerimden hayallerim
Rüzgârların ferahlatıcı üfürüğünde
Tutunamayıp savruluyorum
Hasta olup düşüp kaldığım kuytu köşelerde
Ayak sesleri duyuyorum
İçim geçmiş uyku sersemliğinde
Bakıp geçiyorlar başucumdan hızlı adımlarla
Söylemedi kimse
Elimi tutup nefes kadar su kadar bir çiçek kadar
Nimetsiniz lazımsın bize bizim milletimize
Uyanır kalkardım musallaya konmuş tabutumdan
Bizim gibi sizin de olsun sıcak bir yuvanız
Hepimize yeten bu dünyada
Bir gün gerçekten
Varlığımı sesimi fark edecek
Birileri olacak elbette

Sahipsiz kimsesiz yurdu yuvası belli olmayan
Sokaklarda yaşayanlara karşı
İnsanlar vefasız hançer gibi bakışlar
Bir gece sokaklarda gangsterlerin arasında
Can derdiyle uyumaya kalkın
Zoraki uykuya yenik düşen
Sokak çocuklarının yaşadıklarını
Empati yapın

Yağmurlarla avuçlarımda umutlarımı biriktiriyorum
Küçük olsun sıcak bir yuvam olsun
Sorsalar bir şans verseler ne istersin diye
Annemle Babamla
Çocukluluğumu yaşamak isterdim
Endişeyle korkuyla gecen gecelerim
Uzun ömrümden
Ömür törpülüyor her gecen dakikalar

Vasıf’ım Empati yapıyorum da gecenin zifiri karanlığında
Pes ediyorum hemen ilk beş dakikasında
Zebaniler üşüşüyor üzerime
Aç kurtlar sarıyor dört bir yanımı
İnsanlar kılık değiştirmiş cadı kılığında
Büyü için
Kanımı dolduracaklarmış kâselerine
Düşleri bile korkunç gelir bizlere

VASIF TEMEL ÇOBANOĞLU
25.01.2021 PAZARTESİ

Vasıf Temel Çobanoğlu
Kayıt Tarihi : 30.6.2021 15:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Vasıf Temel Çobanoğlu