şehri yağmalar gibi özlet bana kendini,
dağınık dağlarından avuçlarımın
düşerken
dalgın yanaklarıma dargın dudaklarına
nereye geç kalırım bilmiyorum..
zamanda bir ağaçkakanken soluğum
üşürüm sanırım..
şehri yıkar gibi dilaltı intiharlarım.
kaybettiklerimi sakladığım gözlerimde
kızılnehri ikiye ayırır gibi
anlatırsan beni
eşit derecede özlediğimize birbirimizi
belki ben de aldanırım..
bazen bir şehir ıslanmış gibi
bir şehirde, bazen...
...gölgemi kaybeder gibi yaparsam
hangi mağarasında bakışlarının
bulabilirim tekrar kendimi?
boş bir kağıt gibi boş..
boş bir kovanı adamlığıma
çocukluğumun muhakemesinde delil sunarak
boş bir lisan gibi yaz /gibi sağanak
sözcükleri kayıp bir nisan /gibi yalnız
gibi takvimlerden atılmış her aşk
inanırsam sana
kaç kişi ölür, kaçı çocuk kalır parmaklarımın?
şehri çıplak uyuturken geceleri,
lağımlarını yutkunmalıyız aşkın!
dudaklarını dudaklarıma uzatırsam ne olur
anlat yalansız!
seni beslerken damarlarımdan
kanla, zamanla...
zamanı beslerken hayatla
hangi gün, hangi saat, hangi paragraf
aldatılırım?
bazen bir şehirde hiç yabancı gelmez insana bir yabancı
şehre borç verir gibi beni anlat kendini
ellerine not düşerken ellerimi..
zamanda düşürmüş gibi geleceğimi
inanırım.
Kayıt Tarihi : 14.11.2009 22:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Poyraz Edebiyat Kültür Sanat Dergisi, 8. sayıda yayımlanmıştır..
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!