kum kemiren kanatsız kuşlardan kalıt
sırtımdaki toprağı örten ay ışığından çul
yıldızların ışığını ilk gören elma kurduyum
sırasını ben aldım ruhumdaki gölgenin
bu yüzden adım hep lanet annemin dudaklarında
kan pıhtısı zamanın kaygan rahminde
ıslaklığım bilge gecelerin aksanıyla
su kemiren kanatsız kuşlardan kalıt
bin yıllık testiden boynumdaki muska
sırıma vakıf olan karınca bacaklı çocuklar
el basarak çıkar sakalı tülden büstüme
-ah! ..dağların örtük sabrıyla aşılanan gençliğim
hangi dilsiz avgına sözledin kendini
henüz uç vermişken ağzındaki mor uçuk
sözün diş köklerinden yükselip
gözlerine inen
akşam seli
kendine düşman makas ağzı
nesli tükenmiş başsız çivi
hiçbir krokide gösterilmemiş durak-
kimler yazmadı ki adını zihnimin pastel duvarına
ey kızıl giyitli evlerin dövünen imi
çalıntı sevinçlerden devşirdim
solaklığımın kireç yüzlü telaşını
mevsimlerdir kül akan
-düşlerimi emzirdiğim köy çeşmelerinde-
yakıyor içimi duvar diplerinin yalnızlığı
bir ağıt benimkisi/bir yakarış
terli sayıklamalar içinde
köz srgılı aavuçlarını açarak denize
buz kemiren kanatsız kuşlardan kalıt
kozalağını acıyla ören cebimdeki hayat
(aralık 2003-silifke)
Mehmet Şükrü KaplanKayıt Tarihi : 13.3.2004 10:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Şükrü Kaplan](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/03/13/sofu-i.jpg)
kozalağını acıyla ören cebimdeki hayat
Öylesine derin ve hüzünlü ki, daldim gittim sevgili sair. Tesekkürler.
TÜM YORUMLAR (2)