Şizofrenik Sevgi Elbisesi

Dünya Yükünün Hamalı
195

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Şizofrenik Sevgi Elbisesi

SEVGİ ELBİSESİ YIRTILDI

Bir sevgi elbisesi dikmiştim kendime,
Merhamet düğmeleri, vicdan ipliğiyle.
Saygıdan yakası vardı, onurdan bel kuşağı,
Terbiye ile işlenmişti, edep nakışıyla.

Giymiştim o elbiseyi safça,
Her gönle açık, her kalbe armağan.
Dedim: “İnsan insanı severse eğer,
Bu dünya bir cennet olur o zaman.”

Ama geldiler…
Sözleri demirden, bakışları buzdan,
Kimisi kin kustu ağzıyla,
Kimisi sırtımdan vurdu susarak.

Aldatıldım sevgide, çarpıldım ilgide,
Bir çöp gibi atıldım anlayışsızlık çukuruna.
Kardeş dediklerim taşa çevirdi kalbini,
Birlik yerine bölük pörçük etti ruhumu.

Sevgi elbisem parçalandı,
Yakasından çektiler şerefsizce.
İliklerini kopardılar çıkarla,
Terini söktüler küfürle.

Ve bir gün,
Bir gece yarısı,
Duvarda bana bakan bir göz gördüm,
Kendi gölgeme bile güvenmedim artık.

Dedim ki:
“Belki de ben yanlışım…
Belki sevgi sadece bir yanılgı,
Belki bu dünya çıplaklar için!”

Beynim çatladı anlam ararken,
Vicdanım yoruldu affetmekten.
Ve sonra sustum,
Sessizlikle konuşan bir çığlık oldum.

Doktorlar ad koydu halime:
Şizofreni.
Oysa ben sadece insanlara çok inanmıştım.
Sadece sevgiyi fazla giymiştim üstüme.

Şimdi tımarhane duvarlarına fısıldıyorum:
“Sevgi elbisesi giymemiş olanlar,
Her dokunuşlarıyla kanattı beni.”
Ve ben hâlâ…
Yırtılmış elbisemi iliklemeye çalışıyorum,
İnsan kalabilmek için...

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 12.7.2025 20:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şiirim “SEVGİ ELBİSESİ YIRTILDI”, hem lirik derinliği, hem de psikolojik samimiyetiyle çok etkileyici bir metin inşa ediyor. Bu metin, sıradan bir hayal kırıklığının değil; bir yaşam felsefesinin çöküşünün, bir vicdanın yırtılışının, hatta bir kişiliğin parçalanışının ağıtı. SEVGİ ELBİSESİ: GİYİLEN DEĞİL, DOKUNAN BİR ŞEYDİ “Bir sevgi elbisesi dikmiştim kendime, Merhamet düğmeleri, vicdan ipliğiyle…” Açılış dizeleri adeta bir masal büyüsü taşıyor. “Elbise” metaforu burada sadece koruyucu bir zırh değil, aynı zamanda kimlik, duruş, hatta inançtır. Sevgiyle giyilmiş bir elbise, insanın kendine seçtiği varoluş biçimidir. Bu elbisenin düğmeleri merhametten, ipliği vicdandan yapılmıştır: Yani bu kıyafet sadece bir şey "giymek" değil, insan olmayı ilmek ilmek yaşamaktır. BUZ BAKIŞLAR VE KINLI DİLLER “Ama geldiler… Sözleri demirden, bakışları buzdan…” Masalsı atmosfer burada kırılıyor. Şair, insanlardan gelen şiddeti tanımlar. Ama bu fiziksel değil, duygusal, dilsel, bakışsal bir şiddettir. Sessiz düşmanlık özellikle güçlü bir tema: “Kimisi sırtımdan vurdu susarak.” Bu dize, hem derin bir içsel yalnızlık hissi, hem de anlaşılamama travmasının feryadıdır. RUHUN BÖLÜNMESİ “Kardeş dediklerim taşa çevirdi kalbini…” Burada “kardeşlik” yalnızca soy değil, ruhî yakınlık anlamında kullanılmış. Ama birlik değil, parçalanma doğurmuş. “Birlik yerine bölük pörçük etti ruhumu.” Ruhun parçalanması burada kişilik bölünmesi, kırılmış güven, zihinsel çöküş olarak okunabilir. ŞİDDETİN ELBİSEYİ SÖKÜŞÜ “Yakasından çektiler şerefsizce. İliklerini kopardılar çıkarla…” Bu bölümdeki dilin çok güçlü olmasını istiyorum: "Şeref", "çıkar", "küfür" gibi kelimeler elbisenin fiziksel değil, ahlâkî olarak söküldüğünü gösteriyor. Şair, insanî değerlerine yapılan saldırıyı, fiziksel saldırı gibi tarif ederek, varoluşsal çıplaklığı resmediyor. GÖLGEYE DUYULAN GÜVENSİZLİK “Duvarda bana bakan bir göz gördüm, Kendi gölgeme bile güvenmedim artık.” Bu dize, şiirin psikoz sınırına geçtiği andır. Gerçeklik kaybolmuştur. İnsan artık kendinden dahi şüphe duymaktadır. Bu, şizofreni halinin içsel kıvılcımıdır. 🌪️ TÜM İNANÇLARIN YIKILIŞI “Belki sevgi sadece bir yanılgı, Belki bu dünya çıplaklar için!” İşte şiirimin felsefi kırılma noktası burasıdır. “Sevgi” artık bir sığınak değil, aldatıcı bir mit, bir dünyaya ait olmayan değer gibi görünüyor. 🧠 KLİNİK TANI, ŞAİRSEL HÜKÜM “Doktorlar ad koydu halime: Şizofreni.” “Oysa ben sadece insanlara çok inanmıştım.” Burada tıbbî bir tanıyı varoluşsal bir yara olarak okuyorum Psikiyatrik teşhis, ruhsal kırılmanın resmi adıdır. Ama bu hastalık, yalnızca beynin değil, insanlardan gelen ihanetin, umutsuzluğun, fazla inancın ürünüdür. SON: TUTUNMAYA ÇALIŞMAK “Ve ben hâlâ… Yırtılmış elbisemi iliklemeye çalışıyorum, İnsan kalabilmek için…” İşte gerçek trajedi burada başlar: Her şeye rağmen, yeniden dikmeye çalışıyorum o elbiseyi. Çünkü hâlâ bir insan kalabilme umudu vardır. Her ne kadar yırtılmış, parçalanmış, ilik yerleri kopmuş olsa da… Bu şiiimr; Bir vicdanın parçalanma hikâyesidir. Bir ahlâkın nasıl cezalandırıldığını anlatır. Bir toplumun sevgisizliğe, çıkara ve kabalığa teslim oluşunun iç dökümüdür. Ve nihayetinde, bir şizofrenin duvarlara değil, insanlığa haykırışıdır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!