Beni yaratan Allah’ıma şükrediyor ve o Türklüğümle konuşuyorum... sizin Türkçeniz nedir? ...
Türk toplumu olarak tarihinden bırakılan varlığın, emeklere şeref ve onurunda kendimi tanımayı konuşuyorum.... sizin Türkçeniz nedir?
İnsanlığa aşkın Türklük sözü olarak anlamaya doğuyorum gün ve gün... Türkçeyi her yeniliğe doğuşumla konuşuyorum... sizin Türkçeniz nedir? ...
Türkçe, Türklüğün doğuşudur düşünmeye... Türkün doğuşudur düşünmek! Türkçenin düşünceleriyle konuşuyorum... sizin Türkçeniz nedir?
Eğer aşkın dudakları yoksa yüreğin tebessümünü şekillendirmeye, ben üstleniyorum adına... Türklük yaşam aşkıdır... yetimin, yoksulun, doğanın, evren sağlığına o saygıya sevgiyi yüreğinde taşıyan insanlığa yücelen dili konuşuyorum... o yüreğin diliyle, o yüreğin Türkçesini konuşuyorum... sizin Türkçeniz nedir?
Yamalanıp birinin bildiğinde tanıtılmaya akrobatlığı maraton koşmuyorum, koşmayacağım...
Sahi, bir başka bakış açısı olarak, varsayalım ki, bir meslek sahibi olduğunuz uzmanlığı Türkçe lisanlı okullardan geliştirdiyseniz, mesleğin bir sorunu konuşulur meslekdaşlarla, mesleğe özgü bir Türkçedir bu değil mi?
Şiir de buna benzer... henüz okulu yoktur... olamayacağı da doğaldır... zira her yürek bir şiirdir... her Türkün hür milli ruhu beş duyuda vurgulanan sağduyunun dans, müzik, resim, şiir, biçim toplamıyla beş sanata, beş parmak gbi bağımsızlığa aşk coşuyor... Sanat aşk, şiir çılgın, emekçisidir Şair her şiirin... Çılgındır Türkler...
Şair veya bir şiirin Şairi olabilmekse, onu dile alamam, beni aşar... bir spor gibi, bir satranç gibi hobiler ediniyor ya insan hani, ben de şimdi sadece aşkımın coşkusunda heyecanla hep ve yeniden hecelemeyi deneyeceğim üstadların eserlerinden... Sohbetimi muhabbete başarabilirsek eğer...
Sahi, benim de mesleğim var, akademisyen mezuniyeti olarak da dil yeteneği kazandım, onu da hiç ayırmıyorum tek soluğumdan dahi, Türklüğümün vatan aşkı gibi... meslek diline saygıyı en hassas düzeyinde barındırıyorum içimde ve çevremde....
Bu lisan özellerimizdir, kişiye özel denilen değil mi? Özelliklerimiz olarak da taşımalı değil miydik? Örneğin, başlamış olan bir konuya sonrada katılan olarak, insanlık hali, her hangi bir nedenle de olsa, varsayalım ki sohbete de söz aldı ve biraz şaşkınlık oluşturdu, konuya uzak bir tahminle diyelim buna... anlayana kadar, zaman kaybına uğramasın diye özellikle ve içtenlikle, farkına ilk varılan anda hemen anlatabilmek, sohbeti izleyebilmesine devamını sağlayabilmek olmayacak mıydı bu kazandığımız özellik? Bir grup, bir dernek, bir parti, bir mecliste gibi....
Bunu yapmayan için sözümdür:
O ne sefil Türkçeniz var! Allah bilgiçliğinizi de koynunuzda tutarak şerrinizden korusun beni!
Elbette koruyacağım kendimi, tastamam uzak kalarak şerlerden, şerlilerden!
Kene gibi yapışacak hali yok ya demeyeceğim... varmış onlardan da... bazen ben de yakalanıyorum onlara... bazen grup, dernek, meclis, vatanda uğrayabiliyor bu belaya... Kene ile ister human ve barışçıl, ister ilaçlı müdahale, hangi prosedür aşamasında nasıl mücadele ediliyorsa, o çareyi kullanacağım elbette...
Bilgiç cahilin, felaketini, volkan lavları çapına benzetmek istiyorum ve hatta fırsat tanınırsa eğer diye şöyle geçiyor aklımdan: Yangın sireni duymaya benzer...
Kara cahilin felaket gücünü depreme benzetiyorum.... onlar eğer en acilinden korunmazsa diye şöyle geçiyor aklımdan: Duyulanın, imdat çığlığı ile çan sesi arasında farkı hissedilmez... Karalama ruhluluğun bir ismidir, kara cahil diye tanımlamaya şiddetle özendiğim ve asla dikkatimden kaybetmeyeceğim....
Bunu yapmayan için sorumdur: Sizin Türkiyeniz Nedir?
Türkiye Cumhuriyeti halkı Kurtuluş Zaferinin Yüce Türk Milletidir
Bu halk adım adım onuru adımlıyor... Buna neden olanlar Türkiye Büyük Millet Meclisi makamında görev üstlenelerdir... Sizin Türkiyeniz nedir? Neyi pazarlıyorsunuz?
Aşk, halk ruhunda barınır...halkın duruş ışığındaki aydınlık, izlenen adımlarındaki kararlılık değerlerine eşitliğidir... bağımsızlığının ittifak zaferidir örgütlenme... Dikkat edin! :
Bir bana bin sana varlığınla bat! varlığım tek canım
Feda etmeye hazır! o serseriliklere göz mü kırparım
Emeği ben! kemiren sen oynuna çomak da sokarım
Adımlara saygıyı duy diye o bağrına hançer saplarım
Sırtaranlara bu ayağa kalkışın sen kutlu onurusun
Başı dik yüzü nur sabrı pak eli nasırlı beli kamburlu
Anadolu’ya hizmeti şehirleşme kültürüyle derken
Beni bir şeye benzetmeye değil donatımla mutlu et
Yiğitlik, çocuk ruhuna ana kucağı /Doğa ile sevginin dengesidir
Yiğitlik, verili andın aşkına emek izidir /Yücelten seviye basamağı
Şeref denilen insanlık adına kazanılmalı /TBMM’de insanlığın uygulandığı
Sadece insan olmak uygarlığa yetmiyor /ATATÜRK uygarlık yüreği
Bağımsız Milletvekilleri olarak birleşin bir araya!
Kendi yağımızda kavrulma anlayışımızla safınızdayız!
Saygıdır özü saygıdır sözü saygıdır bu varlığı
Halka bakarak halkla konuşulacağına aydınlatırlar sizi
Başını göğe kaldırmışken görmez çiğner geçer bil ki
Bu vatana saygının yüreğindeki o sevgisini taşır
Aşk köprüsünden geçmeyi bilen çılgın Türkler onlar
Mayıs 2007
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 10.5.2007 00:29:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sevinç Kavuk](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/05/10/sizin-turkce-niz-nedir.jpg)
Halka bakarak halkla konuşacağına aydınlatırlar sizi
Başını göğe kaldırmışken görmez çiğner geçer bil ki
Bu vatana saygının yüreğindeki o sevgisini taşır
Aşk köprüsünden geçmeyi bilen çılgın Türkler onlar
evet çılgınız hemde çok çılgın
titreyip uyanması dileklerimle bu aziz milletin
saygılar
TÜM YORUMLAR (1)