ne insafsız bir mukayesedir bu
birincisi ben tektim, o çoğul
Onu yuhlamadılar bir başına ağlarken
birçok hissi bilmez o
gecenin sabah saatlerini
Bir teşekkür borçluyum,
geçen Aralık'ın tüm haftasonlarına
kucaksız bir teslimiyet dolu bir ruhla
bölücü bir romandaki tek gözlü simsar
benim kadar iyi tanımıyor kendini
kapağına bir göz atsın, ezberlemiş sanar
Bir haykırışın daha uykusu kaçıyor
şafağa doğru...
En veremlisinden, en keskin
Kaç sabah kalmış da bir daha,
uyuyamamış ??
Bu kadar gün ışığı helak olurken,
Bu geceye iyi bakın,
bir katilin cebinde duran son kurşundu bu.
küf kokulu evinin dilsiz duvarlarına
beden dili sözlüğü yazan malum katilin.
yaşından başından habersiz bir evde
fazlalık muamelesi gördüğü birkaç böcekle
neither that drop of hate, leftover
nor the causes remain sober
lost the black hands of the clock
asking your story to be locked
choice is yours; ocean or hell ?
they cannot read its eyes well
Burda yağmur var bugün
rengini çözemediğim
Bir cızırtıdır tutturmuş,
yaşlı huysuz bir serçe..
Tüylerini kırmızıya boyayan
bir hava var sesinde
Gürültüler karışıyor kanına titrek bir kalemin
ahşaptan bir siren çalınıyor kulağına
kısık sesli sokağın duvarına asılmış,
göğsünde üç kuşak
salkım söğüt büyütmüş çerçevenin
Hayalete dönüşmek istiyor
Geceleri iyilik yapan aileler.
nesillerinin soğuk koksa da silüetleri,
kırağı çalmıyor artık ömürleri.
tatsız bir vuslat marşı çalıyor
göğsünde ritmik bir küfür dövmesi
yaşlı kapısına asık pürdikkat bir agresif
boğazına dizmişler bu başkentin siren sesini
uzaktan bile hoş değil, haykır yine de
foseptik hesaplar kusar beyninin içi
sanki ayaz içinde ayyaş bir yılanın iç çekişi
İki ayna diz çöktü meçhul boşluğa
Birbirleriyle konuşan, fısıldaşarak
biri çok küskün tabelalara
diğeriyse haritalara
Susmaya başlamayı istiyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!