sen sanırmısınki
siyah gerçekten siyah
beyaz senin bildigin
beyazolsun
ve ben
göründüğüm kadar yalnız
olabileyim burada
..
Biz denizliliyiz biz denizli sporluyuz
Yüreklerimizde ölümüne sevdalıyız
Yeşil siyah renklerimizle adımızı duyururuz
Bir güneş gibi doğarız sahalara
Biz denizliliyiz yüreğimizde taşırız sevgimizi
El ele verip tribünlere koşarız
Yürektan çoşar yürekten severiz
..
Her iç çekişlerim,
Her ah deyişlerim,
Acı acı inleyişlerim,
Hep sanadır siyah gözlüm.
Akıp giden göz yaşlarım,
Ağaran şu saçlarım,
..
Yazı, gölgesiz sıcak kışı ise ayazdır,
Renkler çok zaman siyah arasıra beyazdır.
..
Siyah bir entari giymişsin
Siyah eskarpinler ayağında
Bana koşuyorsun
Kara sevdalına
Sarılıyoruz
Sütbeyaz oluyor
Ne varsa dünyada...
..
Evet derdim, sevdim seni suç benim…
Kalp istemiş, çarem yok ki neyleyim…
Ama yalnız onu mahkûm etmeyin,
Asıl suçlu senin siyah gözlerin…
Aşk sonsuz mu, sorunsuz mu bilinmez…
Kalp demeden aşk akıldan silinmez…
..
Siyah gözlerim yaslarla doldu,
Gülbahcem yalniz kaldi senziz oldu,
Sevgimiz bak coktan unutuldu,
Seninile yasadim ölümüm senin gidisinile oldu.
Siyah saclarina kurban olaydim,
Kara gözlerine bakmaya dünyayi dolanirdim,
..
Sensizliğin bir dağ olur yüreğimde
Volkanı bitse kumu bitmez
Yaşanır ellerinde en büyük yaşamlar
Suyu bitse baharı bitmez
Savunmak mümkün değil gözlerinden kendimi
Çünkü siyah çayınla demliyorum yüreğimi
..
İman kalplerde bir beyaz noktadır
Kim ki: bu noktada gayret gösterir
Onun kalbi, beyaz renge bayonır
Beyaz billurla, dışı da süslenir
Nifak kalplerde, bir siyah noktadır
İşte insan bu noktada aldanır
..
Ben beyaz sen siyah
Bu aşk yaman silah
Akıl der ki bitsin
Nefis der sal gitsin
Sen siyah ben beyaz
Bu aşk hem kış hem yaz
..
Sessizliktir.
Gece siyah ceketini giyinir usul usul...
Ardından karlar düşer
Gökyüzünden,
Teker teker..
Yalnız değildir bu kez gece..
..
Sökülür birbir bakışın siyah noktaları
Yağmur yağarken gelirsin aklıma
Yıkanmış özgürlüklerin nefesinde
Sözcüklerin ne anlamı var ki bu an
Sönmez döndüremez kalbimin ateşini
Sızlayan ciğerimde açılan yollarında
Yağmurlu bir akşam gök gürültüsü
..
Mavi giyerdi mesela, sabah olsun diye sabirsizca bekler, perdelerini günün ışıklarıyla birlikte açardı.Baş örtüsü sarıydı, güneşi temsil ederdi o ve çiçekleri kırmızı turuncu mavi...Yeryüzü adeta onun aynada ki suretini andirirdi...Mevsimlerden yazdı...Bulutlar ortünce maviliği, güneşin sarısı kara bulutların ardında kaldı..Bir siyah kadifeydi gökyüzü...Aynada ki siyahlığın bir yansıması..Hani belki de cürümlerinin karası..Yoksa olabilir mi bir sonbahar hatırası...Aslında hiç kimse bir kimse değil.. Kimsenin yok bir aynası...Herkesin gizlenip durduğu sadece dev aynası.
..
Absürt bir aşka kurban gitmiş antipatik bir şizoiddim senin icin.Bende hüküm sürdüğünden beri siyah umuda intihar için bağlandı dualarım.Karanlık düşlerimden sızan seni kurutmalıydım artık. Seni bende daha fazla yaşatmamalıyım, her gece siyah bir umut hücrelerimden yok olmamalı.
Badı saba gibi hic opmemistin saçımı. Gidişine ak/lanmamak icin intiharı seçtiler. Onlar şizofrendi ve kurtulmayı başardılar.
Asparagas sevgine kalın kayışlarla mahyami bağladın. Baş ucuma nigayı buhtanlari bırakarak çürümeye terk ettin.
Cusisi ahzanda hayatta kalmak icin çırpınırken, sn kahkaha atıp ağız dolusu tükürdün,fal taşı gibi açılmış çatlak gözlerime.İnıltiyi duya duya acımadan reddettn,snn icin papatya gibi açılan elimi. Üstelik tırnaklarımı tek tek kopardın acıyor mu acımıyor mu diye...
Kefeni yırtılmamış yarınlarım senli kabus dolu mazilerime miras kalcak.Yaşanmamış günlerimin hasretinde savrulurken yaşlarım.
..
Bir akşamüstü
Bir akşamüstü daha geldi,
pelerini simsiyah,
Kaşı siyah gözü siyah
Bakışlarından is damlıyor,
Gülüşlerinden pas!
Bir akşamüstü daha geldi.
..
Ne kadar çalışsak da
Birbirimizi beyazla siyahla boyamaya,
Grinin değişi tonlarıyız daima
Siyah beyaz fotoğraflarda.
Solar fotoğraflar zamanla,
Anıları zaman aşındırır.
..
Sen,
tanıdığım en zeytuni yeşilliksin
bozkırlardan kök salmış verimliliğim.
Siyah üzüm
siyah zeytin ve kara gözlüm
yaşarım bir ömür boyu bütünüm ile
..
Penceresi kapalı küçük bir evde, ıssız ve soğuk, siyah duvarlı bir odam olacak. Yalnızlık hep başucumda, kapının diğer tarafında, yavaş yavaş içime girip beni kemirmeye başlayınca, gülmeyi unutturacak bir olay gelecek başıma. Çok sevdiğim biri ölecek mesela. Cenazesine gitmeyeceğim. Çünkü tabutunun önünde durup onunla sohbet etmekten alamam kendimi. Ondan af dilemek, ya da bilgisiz olduğu konularda yeni öğrendiklerimi ona anlatmak, hatta yeni duyduğum bir fıkrayı gülme yetisini yitirdiğini bildiğim halde ona hararetli hararetli anlatmak, öbür tarafta karşılaştığı şeyleri merak edip bir tek kelimeyle anlatmasını istemek. Bunların hepsini yapabilirim. Bu yüzden sevmem mezarlıkları. Kafamı karıştırır ölüler..
Yalnızlığım bir böcek gibi ruhumu kemirmeye başlayınca, ve ben gülmeyi unutunca, şiir yazmaktan daha büyük zevk alacağım. Umudum kalmamış, evdeki biralar bitmiş, kasetlerim kırılmış, gitarımın bütün telleri kopmuş olacak çünkü. Bir oyun sahneye koyamayacağım. Yalnızlık hayat oyunumu kara bir bulut gibi kaplayıp ona hükmedecek. Elimde sadece şiirler kalacak o zaman. Duvarlara, masalara, her yere şiirler yazacağım. Şarkı söylemek zevk vermeyecek. Parçalanmış bir kağıttaki tek bestem umutlar gibi çöp kutusunu boylayacak.
Yorgun gün devrederken kendini geceye, ben kaçacağım insanlardan..
Yalnızlık ruhumun son kırıntılarını da bitirirken, artık gülmek gibi bir eylemden habersizken gözlerim, zamanla şiirlerden bile bıktığımı hissederken, kanatsız bir melek gelecek ilahiler söyleyerek. Siyah bir kıyafeti ve elinde kocaman bir orağı olan melek elini uzatacak bana. Ona dokunduğum an son bulacak masal.. Öleceğim.. Ve tabutumun başında durup bana fıkra anlatacak bir dostum olmadığı için ağlayacağım..
19.04.00
..
Bu akşam bir başka gri,
Ruhumu saran duygular,
Ya siyah olsa ya beyaz,
Beynimi yiyen kaygılar...
Siyah olsa üzülürüm,
Ağlarım, yüreğim yanar,
..
Uzaklarda bir ışık parlıyordu
Sanki karanlığı deliyordu
Siyah sularda kopuk bırakıp
Siyah gemiler geçiyordu
Ağ atıyordu balıkçılar uzakta
Üç kışı oturmuştu beyaz taşlarda
..