Ey siyah lâle..
Bunca acı
senin yüreğinde
kaç bin parçaya
bölündü kim bilir...
Sen ki hâmisiydin evinin.
Direğiydin.
Afrikanın yiğidiydin.
Nerdesin?...
Susuz kuyularına
Yusuflar mı düştü.
Köle pazarlarında prangalar mı
vurdular ayaklarına...
Kalk ve yürü! ..
Yâkubun gözyaşlarıyla yıka,
kardeşinin kanlı gömleklerini.
Gözlerini hizala
Onun gözlerine
Ellerini tut.
Yusufça affet...
Ne zaman atacak balıklar
Yunuslarını sahillere.
Çevir yüzünü sebeplerden,
gecenin,
denizin
ve göklerin Sahibine.
Onun izni olmadan
kimse imdâd edemez.
O vermezse rızkını,
kimse veremez.
Sabır kahramanı Eyyûbun
sabrından kuşan.
Eyyûb gibi yalvar.
Öyle yalvar ki
şifâ bulsun insanlık...
Bekle baharı.
Hızır ve İlyas,
yeşertecek çöllerini.
Bereket yağacak
Rezzakın rahmet hazinelerinden.
Umut çiçekleri
açacak bağrında.
Önce vicdanlarımıza ektik ya
yardım tohumlarını..
Hep beraber
kalkacağız ayağa..
Birlikte ağladık ya,
birlikte güleceğiz...
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.