Binlerce şehir battı gözlerimde
Adını bilmediğim insanlar gelip geçti
Adını bilmediğim acılar kalbimi delip geçti.
Hepsi gitti, şehirlerle beraber bitti.
Sadece tortusu kaldı üzerimde geçmişin,
Ve o tortular altında kirlendi gözlerim.
Bir şehirde bir baba gördüm.
Sokak ortasından döverken genç kızını
Utancı gördüm kaldırımların.
O kız gibi, başkalarının suçundan
Başlarını eğmişlerdi sanki.
Ve insanlar gördüm.
Hayatlarına mermi üzerinden değer biçilen!
Çocuklara sıkılan mermiler gördüm.
Eğlence için ölüm getiren mermiler...
Ben gördükçe sanki bağrımı delip geçtiler.
İnsanlar gördüm,
Sevginin kendisi bir yana adını bile duymamışlar.
Yasaklanmış sanki sıcak bakışlar,
Öylesine yayvan, öylesine dağınık ki yürekleri
Toplamaya yüreğim bile yetmedi!
insanlar gördüm ekmek kavgasında,
Savaşıyorlardı aslanlar gibi.
Ama her savaşta birileri ölür!
Bunu es geçmiş birileri.
Ve çoğu öldürmüştü savaşta savaş sebebini,
Sevgiyi çıkarıp, kuru ekmekle beslemişler döllerini!
Yağmurların yeniden düşüşünü gördü gözlerim;
Ama bu sefer yağmur bekleyen ağaçlar yoktu.
Herkes şikayet etmekteydi yağmurlardan.
Güzel olan her şey yok olmaktaydı,
Ve çamurdan yaratılan insan şikayetçiydi yağmurdan!
Sonra aşkı arayan insanlar gördüm,
Hem de binlerce...
Ama çok az kişi cesaret etmişti yüreğini açmaya öylece.
Aşk bir kumardı ortaya yüreklerin konduğu.
Yalnız bazılarının yüreğini ortaya koymaya cesareti yoktu;
Bazılarınınsa, ortaya koyacak bir yüreği bile yoktu.
Anneler gördü gözlerim,
Eller uğruna harcadılar çocuklarını.
Başkaları vardı yüreklerinin ön sıralarında.
Çocuklarının önünde fırlatılmışcasına konan bir çorba,
Biliyordum hep yayvandı tadı, hiç tatmamış olsam da!
Saraylardan geçti gözlerim.
Kendini insan sananlar, insan arıyordu içinde.
Bir sırmış gibi 'insan bulmak zor' dediler.
Yüzlerine bakıp gülümsedim,
'Evet insan bulmak zor' dedim.
Tabi insan olmak da...
Sonra her şeyi yapabileceğini sanan züppeler gördüm.
Harcadıkları bozukluklar bile kendilerinden değerliydi bence.
Ama onlar acınası insanlardı
Mutluluğu bulduğunu sanan zavallı insanlar
Gülümseyip geçtim öylece...
İnsanlar gördüm ölüme yakınlığı marifet sayan,
Ya da mutluluğu bir şırıngada arayan!
Bildikleri en güzel mutluluk zehirliydi
Daha acı olanı ise
O mutluluk gerçek bile değildi!
İki yüzlü insanlar gördüm.
Ortalıkta benden delikanlısı yok diyen iki yüzlüler...
İki yüzlerini birden gördüm!
Onalar ise arkalarındaki yüzü görmediğimi sanıp güldüler.
İçimden 'fahişe' dedim onlara
Ruhunu satarak yaşayan fahişeler...
Daha yüzlerce insan gördü gözlerim, yüzlerce rezillik...
İşte bu kirlenmiş dünya, temiz olanı aradı gözlerim.
Ve her kirli yürek bir iz bıraktı gözlerimde.
Şimdi kahverengi desem gözlerime
Haksızlık olmaz mı bu karanlık geçmişe?
Söyleyin şimdi;
Siyahtan başka bir renk yakışır mı
Bu kadar acıyı, bu kadar rezaleti,
Görmüş bu gözlere?
Kayıt Tarihi : 2.3.2016 14:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!