I
Yağmur ülkelerinde ışık doğmaz
Kırılır her bir damlada süzülen renk
Karanlık bulutlar soğutur göğü
Günahtır ışığı aramak.
Evlerin çatısı ıslaktır hep
Elmas madeninden çıkan,
Sobalar yanar her saat
Büzüşür minik insanlar
Ta ki uyuyup uyanana kadar.
Asılır şimşekler bulutlara
Renkli yağmurlar döver toprağı.
Çamurla kaplıdır dört bir yan
Gözlerden süzülen yaşlar günahtır,
Büzüşür minik insanlar.
II
Burada aşk kurudur… Kavurur…
Camdan kumaşlar giyer kızlar
Fakat kendini görmen zordur
Bulutların ardındaki,
Güneş gibi parlar kızlar…
Ellerinde gökten düşen dolu,
Nakış işlerler yıldız ve aydan
Oğlanlar su gibidir, balık avlar,
Ülkenin sonundan…
Çocuklar sever oğlanları
Oğlanlar sever kızları
Ve kızlar sever çocukları
Yaşlı yoktur, erken ölür,
Buradaki insanlar
III
İlerledikçe yaşları
Daha çok düşünürler
Düşündükçe delirirler
Delirenler yanar,
Karanlık ve yağmurdan
Bazıları Günahın esiri olur
Hata yapar, ağlar.
İncecik süzülen o yaş
Ilık bir pınar olur
Ve yakar!
Kimi cisimsiz meyvelerde boğulur
Kimine ay ışığı çarpar ve kaybolur…
Yas tutar minik insanlar
Umudun siyah olduğu bir dünya için.
IV
Saydam minik bir insan,
Kaçar siyah dünyadan!
Elmastan küreklerle,
Denize açılır, ülkenin sonundan…
Bir fırtına sallar bedenini
Büzüşür olduğu yere
Kum gibi dökülen,
Yağmur saatleri boyunca,
Açamaz gözlerini…
Zaman nedir ki?
Böyle bir sonsuzluk karşısında.
Ve sonsuzluk biter
O kadar kurudur ki her şey
Açamaz gözlerini
Kuşların sesini duyar
Fakat bilemez kuşların sesini
Gözkapaklarının yanışına aldırmadan
Ağır ağır açar gözlerini…
Karanlık nedir ki?
Bu aydınlığın yanında?
Ve kavrularak yok olur
Bu güzellik karşısında!
Kayıt Tarihi : 23.8.2018 18:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!