güneş doğmuş iyice yaklaşmış pencereme
gün öğle olmuş olsun biraz daha uyu diyor tembelliğim
serçeler nerede, niçin konmuyorlar saçlarıma
neden ıslatmıyorlar yüzümü gözümü serçeleri ürküten ne
zemheri ortalarında bile dinmeyen kalbimdeki ateşin sesi mi
kaç can yandı bu yangında
savaş çocuklarının hayallari
ceylanların masumiyeti
kelebeklerin kısacık ömürleri
ben ninniler söyledim uyuttum acılarımı
hislerimdeki yollara düğümler attım
giderek uzaklaşıyor ırmağın sesi
şarkıların nağmlerinde naralar attım
inceltiyor ruhumu güzellikler
bu yüzden tüm çiçekleri siyaha boyattım
beyhude yaldızlı sürme çekmen gözlerime nakışlı şemse
ben kış uykusuna yattım
serçeler gelmeyin artık
belli ki mevsimi yok göğün yıldızlar ışıl ışıl
adı bile titretir zemherinin göğsünde değilim ki
üşüyorum...
bir kerahat uykusu gibi çöktü kalbime sessizliğin
kendimi alamadım
gözlerim açılmış ne fayda, kendime gelemedim
konuşuyordun ben uykuya dalarken
ismimi duyuyordum sözlerinde
ben sana yeni bir isim buluyordum
isimler umuttu isimlerde olmayan güzellik yoktu
gülüyordun yüzüme ben uykuya dalarken
ben yüzünü rüyalarıma çiziyordum sulara yazıyordum
gülmek geleceğe yolculuktu
oysa susmak...
susmak geçmişe gitmekti
şimdi yürümek gerek günler geceler boyu
şimdi atmak gerek nehrin koynuna ruhunu
ya da yeniden mağaraya dönmek ashabı kehf gibi
yeniden uykuya dalmak
kolay değil kendini bulmak
esişinden belliydi yağmurun gelişi
bir müjde yeter, der gibi şimdi sükutun
ırmakların kokusunu getirdin avuçlarıma
eğildi komar dalları suya
bulutlar bölündü gökte
bir yanım rahmet dolu bir yanım sensiz
bir yanım ıslak bir yanım kupkuru
bir selamına muhtaç çölleşen topraklar
bir gülüşünü bekler uyanışım
çarmıha gerildi çaresizliğim
müphem olmuş dudakların bir mana veremiyorum
israili tevillerle doldu yazılarım çözemedikçe seni uyduruyorum
isa'nın dönüşünü beklediği gibi batılın gelişini bekliyorum
sarı ve siyah dolandı nefesime
şiirli ağıtlarım...
söyle ben neden susamıyorum
söyle dünya mı yoksa mahşer mi kavuşulası gün
söyle yoksa yok mu günümüz bizim
Kayıt Tarihi : 4.12.2017 21:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yirmi mart iki bin on dört rüzgar kenti...
![Fatma Hamarat](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/12/04/siyah-cicekler.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!