Tam şu anda,
Vatikan'da
Bir Katedralin önündeyiz..
Yükselen kubbelerin eşiğinde melekler korosu..
Öfkeli bir adam,
sanki son kez yargılayacak gibi,
ironik bir bakış atıyor..
İlerliyoruz,
Heykellerin, çeşmelerin ve daha bir sürü şeyin yanından..
Sistine Şapeli ‘ne doğru,
ilerliyoruz..
Antika bir fayton gıcırtısı,
Bir eşiğe takılıyor, bir atın ayakları..
Yahu önüne baksana diye bir ses,
yükseliyor seyisten
ya da öyle bir şey
İtalyanca bilmiyorum, bilsem anlardım...
San Pietro Meydanından geçtik..
Aziz Petro'yu selamlamadan olmazdı..
Bir süre sonra,
- siamo venuti -
diye bağırdı arkasına dönerek, büyük bir hiddetle..
sinyor seyis..
Anladım ki gelmişiz..
Kilise ‘den sağır bir çan sesi,
Sanki
Birazdan bir Tanrı bizi karşılayacak gibi.
Havariler nerede,
Diye söylenmedim değil aslında.
Aklım İsa'ya gitti,
Âdem ile Havva'ya gitti..
Bir peder büyülü bir ahenk ile,
" Disse benvenuto alla casa di Dio.." dedi,
Yahu ben İtalyanca bilmiyorum kardeşim,
- Desene yanlış yere geldik - diye söylendim..
Zaten nereden cereyan etti
buralara gelmek, anlamış da değilim..
Aklım hala Sistine Şapeli'nde,
Michelangelo 'nun büyük gizeminde...
Sonra biri kulağıma fısıldıyor sanki,
burada özel şarap olur,
- bir Süryani edasıyla -
İçeri dalıyorum koşar adım..
Peder bana kızdı az önce,
Neymiş bir Tanrı' nın evine böyle girilmezmiş..
Adam sen de!
Tanrı mesken mi tutmuş burayı,
dışarıda o kadar güzel şey varken..
Bu dört duvar evi mi?
Tabii beni anlamıyor,
- siz de anlamıyorsunuz değil mi? -
Neyse boş verin,
bu da böyle sıradan bir hikaye.
Ben şimdi,
şu eşikte ki gizeme göz atayım,
sonra yine anlatırım size bir şeyler...
Ferhad Butimar
Kayıt Tarihi : 7.1.2020 00:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!