Yağız atlarıyla geçti yiğitler sina’dan mısıra
Ana avrat sonra; ilki varmaktı baki olan yara
Vuslat şirpençeyle kavuştu şimdi kavuşacağına
Uykular at üstünde,yeleler yastık,döşekler yasak
Zembilli’dir Yavuz da Akşemseddin’ler aklı SELİM ler
Dinle; serdengeçti mercidabıkta nice Koçyiğitler
Ah sultanım seni anlayıp yokluğunamı ağlasak
Birdir Allah deyip atamayan yüreğimi dağlasak
İskender de geçti sinadan fakat mahrumdur rabbinden
Rüzgar,kum fırtınası bıraktı esmeyi edebinden
Madalyadır kaftanında çamur sırtındaki şirpençe
Ay yıldızı öptü alnından kosavanın seherinde
Dokunmak isteyen yaban eller koptu; dili oldu lal
Al kanlarla çizilmiş namusuma böyle yakışır hilal
Lakin küpe olmalıydı kulağındaki kulaklara?
Yırtıldı naralardaki kulaklar allahuekberden
Adını unuttu adlar,fatihler silindi ezberden
Şahidindir mahşer,kınında kılıç,makberde kaftanın
İninden çıktı çakallar; tadı kaçtı şimdi bağdatın
Ramallah’ta bıraktı ana yavrusunu şarapnelle
Perişan Kerkük,Afganki mağrur çık gel yiğitlerinle
Elli yaşında göründü öteler vaktidir gitmenin
Nasılda çıkar oldu avazı sen gideli zalimin
Çetin geçti sonuncu sefer selam olsun Edirne'den
Elhamdülillah ki hakka yürüyorum dedin yürekten
Yavuz ÇaltaKayıt Tarihi : 7.1.2008 17:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
lütfen şiiri okuduktan sonra yukarıdan aşağıya baş harflerini okuyun
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!