Şirkan Hatay Şiirleri - Şair Şirkan Hatay

Şirkan Hatay

Ne masalsı aşklara yelken açılmış zirvende!
Hangi hüzünlü hatıralar saklanıyor sinende?
Ne umutlar, ne özlemler filizlenmiş eteklerinde!
Hangi hayallerle İstanbul’a bakılmış tepende! ?

Üstündeki çamlardan mı ismini almışsın? !

Devamını Oku
Şirkan Hatay

Come! Now is the time to close the distances!
Come! Now is the time to clean the differencies!
Come! Now is the time keep all the promises!
Come! Now is the time to make true our wishes!
Come! Now is the time smile and send me many kisses!

Devamını Oku
Şirkan Hatay

Umutsuzca her kose basında el avuc acar!
Beklenti dolu gözlerle gelen gecene bakar!
Sacı basi dağınık dilenci, hep yalvar yakar!
Bense bir ask dilencisiyim sonsuza kadar!

Dilenci para dilenir, ekmek dilenir herkesten!

Devamını Oku
Şirkan Hatay

Doğu ile batı arasında bir med cezirim!
Kah batıya açılır kah doğu kabuğuma çekilirim!
Özgür olamıyorum iki kültür arsında esirim!
Doğu batı arafında sürüklenen bir sersefilim!

Doğusu mu güzel dünyanın yoksa batısı mı kestiremiyorum!

Devamını Oku
Şirkan Hatay

Gel, tomurcuk açıversin donmaya yüz tutmuş çiçeklerim
Gel, yumuşayıversin kaskatı kesilen hislerim
Gel, dinlensin seni ummaktan yorulan gözlerim
Gel, boşlukta kalmasın uçurumu kucaklayan ellerim

Gel, hatıralarımızı yad edelim seninle aynı yastıkta

Devamını Oku
Şirkan Hatay

Tek bir hayalim vardı; çok küçüktü
Gözlerin de içerisindeki yalnız süstü
Hayat verense ona papatya yüzündü
Kutsallığı; kayboluşunda duyduğum hüzündü

Tek bir umudum vardı; çok büyüktü

Devamını Oku
Şirkan Hatay

An immigration gives start from deeps of the soul!
A runaway attempts to escape from every hole!
The way is so long,everywhere full with the darness!
The passanger is only me! My routh is loneness!

A drawing back to the heart like the ebb and tide!

Devamını Oku
Şirkan Hatay

Mekanlar seni özlemiş, gezdiğimiz yerler!
Ne zaman uğrasam sorarlar seni birer birer!
Hatıralar canlanır, tekrar yaşanmak ister!
Arar seni, hayalinin resmedildiği şu gözler!

Mekanlar ah mekanlar! Yalnızlıktan nasıl da inler!

Devamını Oku
Şirkan Hatay

Bir kış gecesinde, yeryüzünün bembeyaz karlarla örtülmesinin ne anlama geldiğini bilir misin? Ya da bir ilk bahar gününde, karıncaların niçin yuvalarından fırladıklarını, kuşlarınsa ağaçlarda cıvıldaştıklarını kavrayabilir misin? Veya bir yaz sabahında bitki örtüsüne düşen çiğ tanesinin değerini algılayabilir misin? Bir son baharda, ikindi vaktinde güneşin neden sararıp guruba erkenden sarktığını, yapraklarınsa solup dallarından koptuklarını çözebilir misin? Çözemeyeceğin gibi, bilemezsin. Algılayamadığın gibi kavrayamazsın. Çünkü o anların hiç birisinde sen yoktun. Ama ben hepsinde vardım. O karlar düşüp zemini kaplarken, ben onu geçmişteki kirlerin üstüne çekilen yeni bir beyaz sayfa görüp, o sayfaya aşkımızın masalını yazıyordum. Gecenin koyu karanlığında, o karlar üzerinde yürüyüp, ayak izlerimin yalnızlığımı ele verdiğinde ben, tutkumuzun geleceğiyle ilgili yerdeki beyazlığa denk ap ak düşler kuruyor ve bir sonraki kışta yanımda belirecek ayak izlerini hayal ediyordum. Aynı şekilde ben, bahar gelince, her bir karınca yuvasının başında duruyor, onların kendi yuvalarını şenlendirmek için nasıl azimle ve sabırla çalıştıklarını, nasıl çırpındıklarını izliyor ve onları izlerken seninle kurmak istediğim yuvayı tasavvur ediyor, o yuvanın tatlı iklimine kendimi bırakıyor ve onu neşeyle, huzurla dolduracağıma sözler veriyordum. Bir kuş cıvıltısını duyunca da hemen koşuyor, onların heyecanlarına ortak oluyor ve kendi sevda türkümüzle onlara eşlik ediyordum. O çiğ tanesine gelince, yaz sıcaklarının kavurduğu bitkilerin, susuzluktan kurumak üzere olduğu bir anda, yüzlerine bir yağmur damlası gibi düşen o küçücük çiğ tanelerinin, simalarından toz toprağı silip onları nasıl tazelediklerini, onlara tekrar nasıl hayat verdiklerini müşahade ediyor ve müşahade ettiğim o dirilişin, seninle ilgili kuruyan hayallerimin, umutlarımın ve beklentilerimin yeniden filizlenmesine usul usul vesile olduğunu hissediyordum. Ama son baharda, güneşin gökyüzü tarafından adeta dürülmesi ve yaprakların bizzat dallarının elleriyle uçuruma terk edilmesine şahit olurken, o misal, sevdamızın beyaz sayfasının senin ellerinle dürüldüğünü, tatlı yuva hayallerimizin senin tarafından dağıtıldığını, umutlarımız ve hayallerimizin dirilmemek üzere senin baltalarınla öldürüldüğünü hatırlıyordum. Onun için, bir daha ne kar, ne de bahar, ne bir güz ne de bir gündüz, ne yaşamak ne de görmek istiyorum…..

Devamını Oku
Şirkan Hatay

Hayaller, tul-i emeller, ondan beklenir!
Aktıkça zaman, sanırız ki gerçekleşir!
İçimizde sürekli onunla ederiz hasbihal!
Umutlarımızın zamansız ülkesizidir istikbal

Izdırapla doluysa mazimiz nasıl da kaçarız ondan!

Devamını Oku