Hiçbir şey sonsuza dek sürmez,
Gün gelir, taş bile zamana yenik düşer.
Bugün bana eksik ya da kısa gelen,
Yarın, senin avuçlarından kayar gider.
Aradıktan sonra, mükemmelde kusur olur,
Gözüne girse bile, görmeyeceklerin vardır.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Düşünceler kelam
Dostlar için selam
olmuş. Yani güzel olmuş.
SES TONU HARIKAYDI
TEBRİKLER SAYIN BAYCAN
Çok teşekkür ederim, yorumunuz şevk verici olmuş ve benim için değerli.
çok teşekkür ederim üstadım, hürmetler.
Sayın Baycan, Şiirinizi emeğinize saygı duyarak okudum ve dinledim.
Muhteviyatı oldukça ilginç ve düşündürücü. Her kendini bilen bir insan
Şiirden kendine bir pay çıkarabilir. İnşallah, emekle yazılmış bu eseriniz
tarihsel devinimde yerini alır..
Her zaman, sevgi, barış, hayır ve hasenatla kalınız....SELAMLAR
çok teşekkür ederim üstadım, hürmetler.
Kaleminize yüreğinize sağlık olsun. Şiirinizi zevkle okudum. Tebrikler.
Üstadım ben tasavvufi bir şeyler yazmıyorum, şiirdir bu, isyanda vardır, aşk da vardır, anlayışta vardır, ceza da vardır. yine de teşekkür ederim.
Teşekkür ederim üstadım.
Emeğinize yüreğinize sağlık. Değerli kaleminizden anlamlı ve güzel bir şiir okudum. Kaleminiz var olsun. Selamlar
Teşekkür ederim üstadım.
Şiiriniz genel olarak güzel sayılır da Ömer bey, bazı manalar tek maneviyat ölçümüz olan Kur'ani mihenkler ile bağdaşmıyor. Siz dalınızı kıranın ağacını kökünden sökme istiyorsunuz ama bu Adil-i mutlak olan Allah'ın adalet-i mahzası ile asla bağdaşmıyor. Çünkü Kur'an bize "Ya kısasa kısas ( göze göz, dişe diş) yapın ya da onu affedin!" der. Siz se bu ölçüleri ihlal edip beşerin zalimane bir kıstasını hayata geçirmek istiyorsunuz ki bu son derece yanlıştır.
Netice: Dini bilgilerinizi (ana kaynaklar olan Kur'an'dan ve sahih hadislerden) yeterince takviye ederseniz, çok daha hikmetli, maslahatlı ve hakikatli şiirlere imza atabilirsiniz.
Hayırlı çalışmalar.
Üstadım ben tasavvufi bir şeyler yazmıyorum, şiirdir bu, isyanda vardır, aşk da vardır, anlayışta vardır, ceza da vardır. yine de teşekkür ederim.
Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta