Gece olmamıştı daha,gündüzden esintiler vardı.
Sonbaharın gizemli sancısı aralamıştı kapıyı.
Gülmüyordu hiç biri,aynı kafadaydı her biri.
Kederli yollarla kardeştiler.bu sıkı dostlar...
Bir kız vardı az uzakta,unufaktı elleri.
Ufacık minik eteği, hünerlimi hünerli.
Bir aracın silecekleriydi, minik elleri.
Ne de çok hevesli,cam silen elleri.
Dokuz yaşındaydı, bi de zilli mi zilli...
Bir kız vardı az uzakta sıcacıktı yüreği.
Yoktu bu kızın düşleri,tatmamıştı sevgiyi.
Minicik ellerinı tutmamıştı hiç biri.
Bu iş için yaratılmıştı sanki.biliyordu işini.
Dağınık saçları, rüzgarla taralıydı...
Bir centilmen yaklaştı minik kıza, arabasıyla.
Ezdi minicik kızın dizlerini,ellerini yüreğini.
İnsafsız durmadı bile işi vardı bekleyemezdi.
Yalnız değildi, bekleyen bir minik kızı vardı...
Ezilen bir serçeydi. durmak yakışmazdı.
Bir serçeydi ezilen,işi vardı duramazdı.
Çamurdan yüreği, aslında bataklıktı.
Yerde yatan bu serçe,artık uçamazdı...
Bir kız vardı az uzakta yerde yaralı bir serçe.
Bekleyen bir anne,bakan anne yatan da anne.
Kırılmış kanadı, juliet ‘te masallar ülkesinde.
Bir kız vardı az uzakta, bir kız vardı az uzakta...
Gece olmuştu az önce, gündüzde eser yoktu.
Gülmüyordu hiç biri,karmaşık hisleri.
Tanrıydı yakarış,anlamsız tanrısal düşleri.
Kederli evde,boğulmuş kederli gözler.
Minik serçeyi her zaman bekler...
Kayıt Tarihi : 14.3.2007 19:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hafızalarımızdan silinmiyecek o kadar acı olaylarla,karşılaşırızki bazen,susmak en doğrusudur. Karşılaşmamak dileğiyle...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!