Ekmek sırasına duruyoruz her akşam iş çıkışı.
Giriyoruz sırada en sona, ilerliyoruz, ilerliyoruz, ilerliyoruz.
Sabırsız eller var, iki de bir itiyor, itiyor.
Tam sıra bize geliyor, ekmek bitiyor.
Umudu pompalıyor yürekler hiç durmadan.
Unutturuyor düşlerimiz bize açlığı, sefaleti.
Geçiyor karşımızdan mor akan derin bir su, kokusu sanki lavanta, sanki toprak kokusu.
O suyu içiyoruz ara ara, karnını doyurmak için geçmişin, geleceğin.
Uçuşuyor etrafta çocukların sesleri, uçuşuyor şimdi akşamleyin.
Gözlerin kapalı bir kitabı okuyor Dostoyevski'den.
Buluyorsun kendini unuttuğun bir anda.
Sonra uyanıyorsun rüyandan, gerçeği gıcırdayan odanda.
Sen gidince de başkaları okuyacak.
Ekmek sırasına duruyoruz her sabah ah! ömürler geçiyor.
İlerliyoruz, ilerliyoruz, ilerliyoruz, itiyorlar onlar, geçiyorlar sırada en öne.
Ekmek bitiyor, kitap bitiyor, onlar alıp alıp gidiyorlar.
Öyle sıradan ki böyle şeyle burada, öyle duruyor sızısı aklımda.
Nasıl yaratmış bu yarayı bilemedim yaradan?
Bilmeye de gerek yok artık aslıda.
Bekir Dalkıç
Kayıt Tarihi : 12.10.2023 08:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!