Yüreğime koyu yalnızlıklar çöker bazen
Ve ben her defasında
Yitik nehirlerde boğulmaktan korkan
Bir sürgün olurum.
Böyle zamanlarda
Kara gözlerinden dilenirim kurtuluşumu
Utangaç umutların suç ortaklığıyla
Güneşin doğduğu yöndeki topraklarda kaybolmak isterim
Yüreğimi upuzun uğultular kaplar bazen
Ve ben her defasında
Son vapurdan inecek olan son yolcunun
Adım seslerini duymak için can atarım
Son müebbetimi yırtan terli elleri
Öpmek için nöbetlerde kalırım
İşte o an
Esmer gölgelerine sarılırım ilkin
Bembeyaz teninde erir beni dağlayan kor
Ötelerde kalırken sis
Kıskıvrak sarmalanarak aşkla
Ruhuma saplanan bakışlarında bulurum özgürlüğümü
Kayıt Tarihi : 13.11.2010 22:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necdet Arslan](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/11/13/sira-noktalar.jpg)
Şair yalnız doğar, yalnız ölür.Yalnızlık silinmez/kaçınılmaz kara bir leke gibi yapışmıştır ve yazılmıştır alnına. Kalabalıklar içinde bile hep yalnızlığın ağır sancısını çeker. Yaşamına anlam katan sevdikleri/değerleri/halkı/umudu da olmazsa hepten çıldıracaktır O. Yalnızlık şiirin iksiridir. Kalabalığı gürültüyü, yarışa sürülmüş deli taylar/tazılar gibi koşuşturmacayı, kaosu, hengâmeyi sevmez. Dinginliği, huzuru ve sessizliği sever. Mısraların otantik kokusu Şehirlerde değil, görkemli dağlardan esen hoyrat rüzgarların doğal serinliğinde hissedilebilir ancak ve şiir dokunulmamış/sürülmemiş körpe topraklarda serpilir uç verebilir ancak…
Halkın yalın diliyle söz tarlasını harman yerlerine yığarak, kelimeleri usulca toplayıp buğdayın una çevrilişidir biraz da. Dolambaçlı, çetrefil ve zifiri karanlık bir yolda el yordamıyla yürümeye çalışmak cesaret ister ve bu yiğit şairlere has bir tutumdur. Çünkü o toplumun el feneri, halkının yorgun/umutsuz/ve öfkeli gözlerinin yaşamsal ışığıdır…
eyvallah necdet ağabey, yürekten kutlarım...
Bazen böyle bir yalnızlığın içine düştüğünü belirten şair bundan kurtulmanın yollarını aramaktadır. Aslında yaşanılan yalnızlığın şairin salt kendisine ait olmadığını, çıkış yolunun salt kendisi için aranmadığını “Son vapurdan inecek olan son yolcunun / Adım seslerini duymak için can atarım mısralarından ve şiirin başlığından anlamak olasıdır. “Güneşin doğduğu yöndeki topraklarda” yasaklı umutları yakalamak için son vapurdan en son inecek o yoğun emekle umut olup gelecek elleri öpülesi bir savaşçı bekleniyor besbelli. Güneş battığında güneşin doğduğu topraklara esmer gölgeler düşer. Güneşin doğduğu topraklar daha çok karlarla kaplı ve teni beyazdır ve aydınlık görünür bu yüzden. Oysa güneşin battığı yerler sisli değil mi çoğu kez (hatta her zaman).
Özgürlük, son yolcunun o savaşçının kara gözlerindeki ruha işleyen bakışlarıyla gelecek.
Şiirin başlığındaki sıra noktalar uzayıp giderken Batıdaki Sürgün Doğulunun; yani bir yabancının; yani oryantalizmin kitabını okudum bu şiirde.
Edward Said diyor ki: “….Bir İngiliz okul çocuğu gibi düşünmek ve inanmak üzere yetiştirilseydim de, aynı zamanda üstleri tarafından bulunduğu konumu, yani İngiliz olmaya özenmeyecek şekilde eğitilen bir yabancı, Avrupalı olmayan bir Öteki olduğumu bilecek şekilde de yetiştirildim.“Biz’i Onlar’dan ayıran hat dilsel, kültürel, ırksal ve etnik bir hattı. Anglikan Kilisesi içinde doğmuş vaftiz edilmiş ve cemaate kabul edilmiş olmam işimi kolaylaştırmadı; ‘Hıristiyan Askerleri İleri’ ve ‘Grönland’ın Buzlu Dağlarından’ gibi kavga ilahileri söylenirken bana aynı zamanda hem saldırgan hem de saldırılan rolünü oynamak düşüyordu. Aynı zamanda ‘pis Arap’ hem de Anglikan olmak sürekli bir iç savaş içinde olmak demekti.” (Edward Said, “Dünyalar Arasında”, Kış Ruhu, çev: Tuncay Birkan, II. baskı, İstanbul 2006,17.)
Sayın Necdet Arslan bu çok ama çok anlamlı ve coşkun bir senfoni gibi şiirin yüce diline yansıyan eserinizi büyük bir zevkle ve duyarak okudum. Sizi tüm yüreğimle kutluyor size en derin saygılarımı sunuyorum.
Osman Aktaş
Kara gözlerinden dilenirim kurtuluşumu
Utangaç umutların suç ortaklığıyla
Güneşin doğduğu yöndeki topraklarda kaybolmak isterim
***
Çok güzeldi...
Kutluyorum...
Saygımla...
TÜM YORUMLAR (12)