şehirleri dikizleyen güzel tepeleri
nedense hep sarhoşlar ve deliler zapteder.
ağır ağır leylak kokusuna keser ya gece;
ben de işte öylece sana bürünüyor
gözlerini tepe/liyorum..
kısa keselim uzamadan bilmece
karanlık çöktüğünde yüreğimin yarası sızıyor
Sevgi İle Sevgiye Karşı-Etika-164
Aşka gönül ile düşersen yanarsın. Zekâ ile düşersen kavrulursun.
Akıl ile düşersen çıldırırsın. Duygu ile düşersen gülünç olursun.
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
Sersem sersem bakınıp durma, bir yol seç.
Devamını Oku
Aşka gönül ile düşersen yanarsın. Zekâ ile düşersen kavrulursun.
Akıl ile düşersen çıldırırsın. Duygu ile düşersen gülünç olursun.
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
Sersem sersem bakınıp durma, bir yol seç.
'bu şiirin hikayesi' kısmı asıl şiirden daha etkileyici geldi bana.
her halükârda halis bir şiir damarı var şairin. fırsat bulduğumda diğer .şiirlerini de okumak istiyorum.
Şiirin hikayesi kendisinden daha çok etkili geldi bana.
Farklı bir şair ve şiirle karşı karşıya olduğumu hissettirecek kadar şiir...
çağdaş... şairler ne çok şeyi kaçırırlar...yani bu hep böyle olmuş...şimdi bu şairi kim bilir kimler kaçıracak...veya kimler uğrayacak şiirlerine...veya kimler hımmm deyip... gidecek buralardan...işte zaman dediğimiz her ne ise...bütün düğüm sende çözülecek...sonra isimler düşecek şiirlerinize...yoksa şiirleriniz mi isimlerimize...nasıl olursa olsun...şiir her yerde her hali ile kaderimiz olmalı...AnarZalem
sar sar yara bitmez
fakat gün dediğin gelir geçer..
bak, aklar düşüyor sakalıma, ellerinden mülteci
ve aynalar artık ölümü müjdeler..
..
................
Şiir bir bakıma insanın bildiklerinin ötesine geçme, bulduklarının üstüne çıkma isteğinin bilinen yolların dışında başka bir lisan-ı hal ile dışavurumudur.Bunu yaparken her şair kendi şiir yetisi , bilgisi, irfanı nispetinde farklı yol ve üsluplar seçer.Bu anlamda modern şiirin özelliklerinden birisi de duyguları bütün karışıklığı ile ifade etmektir. Hayatın kompleksliğini, anlaşılmazlığını, hissettiren ayrıntılar vardır.
Şairimiz birisine duyduğu yoğun sevgiyi ifade ederken, şehirden,çeşitli insan tiplerinden, coğrafi alan ifade eden sözcüklerden yararlanarak kurduğu tamlama ve imgelerden yararlanıyor. Sanki yaşadığı hayal kırıklıkları ile umduğuna nail olamamış ve insanlara güvenini yitirmiş şair.Sevgisine ve kendi kalbine sığınıyor.Sevdiğini düşünerek hüzünden kurtulup ferahlıyor. Bu güvensiz şehirden insanlardan kaçıp bir tepeye geliyor ve oradan geriyi seyrediyor.Bu seyir onu rahatlatıyor.Şair sarhoş ve deli ruh hali tepe ile ifadesini bulmuş.
Şiir ilk bendin son iki mısrasında yön değiştirmiş gibi geldi bana.Sinyali beyin bahsettiği yalpalama belki buradan, belki de şiirde duyguyu sığlaştıran samimiyeti akamete uğratan bir kaç sözcük var tırpanlanabilecek onlardan kaynaklanabilir.Örneğin ikinci mısradaki ‘’nedense’’ dördüncü mısradaki ‘’ben de’’ hatta sekizinci mısradaki ‘’ben’’ sözcükleri bir budak gibi takıldı gözüme.Dahası ilk bent bu fazlalıklara rağmen, ikinci bendine göre daha şairane ve samimi.Sert, kesin ve lirik ifade biçimlerinin olduğu duygu coşkunluğu yüksek bir şiir.Şiir bir nevi gücünü buradan alıyor.
Bir bütün olarak düşünüldüğünde şair birazcık trajik dilini dikkatli kullanmış yoğun yaşadığı duygularının emrine vermiş.Dikkatsiz olsaydı hikaye kısmını da şiire katardı.Şunu söylemek isterim ki biraz ayrıntıya girmemizin nedeni şiirin şiirsel değeri yüksek özgün bir yapıt olmasıdır.
Çok isabetli ve şiirseverler için irdelenildiğinde öğretici bir seçim.Seçki için teşekkürler
Değerli Şair Ali Bülent Şafaklarağartan’a saygı ve sevgilerimle.
Toprağı anlayamayacak kadar uzağız ondan
oysa; toprak sevgilidir sevgili ağlamaklı bir gökyüzü dersem muzurca tebessüm edecek bir bilge, belki Ankara, belki Mersin ve fakat biz her şeyi eylülde sevmiştik, şimdi kasım da ekimi destekliyorken böyle yağmurları, sisli kirpikleri ve içimizi karanlığa kaydıran kapalı havasıyla.. biz hâlâ eylülcüyüz yine de.. çünkü eylül sadece bizi acıtmıştı ama kasım ve ekimi canımıza, canlarımıza kastetmiştir kardeş..
Hiçkimse olmak ve izsiz, sessiz çekip gitmek bir an'ın karanlığına eylülden yadigardır bilesin..
Toprağı anlayamayacak kadar uzağız göğümüzden ve gönlümüzden...
'Ben şiirim!' diye haykıran dizeler gördüm.
Tebriklerimle...
Şiir, büyük şiirlere yol alacak kadar kadar ilham esintileriyle doldurmuş yelkenlerini ...ama rota bazı yerlerde yalpalıyor sanki...
Şiiri okuduktan sonra şöyle düşündüm: İyiyi de kötüyü de küçük görme! Bu varlıkların hepsi bizim. Saygılarımla.
Günün şiirinin şairini ve seçenleri kutlarım.Şiirin hikayesi bana daha da dokunaklı geldi.
Sevgili Naci'ye dünden bir teşekkür borcum vardı. Yıllardır Orhan Veli'nin zannettiğim şiirin, Orhan Murat Arıburnu'na ait olduğunu belirttiği ve beni bu yanlıştan kurtadığı için, çok teşekkür ederim.
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta