Irmak Tanrısı Asopos’un
güzeller güzeli kızı
su perisi Sinope
sen ki
Tanrılar Tanrısı Zeus’u bile
güzelliğiyle sarhoş eden
nedendi aşk orucun Sinope
oysa
gözlerinden süzülen zülaller bile
çiçek olup açarken toprak ananın koynunda
nedendi kısırlığı yüreğinin
güzelliğine akıyorken nice delikanlar
olmazlığına tutuklanıyordu isyanlar
çığlık çığlığa ağıt yakıyordu şehvet
boynu bükük kalıyordu ötelerin güncesi
doğmayı bekleyen güzelliklerden
ahh Sinope
kim bilir ninni bekleyen
kaç bebeği yoksun kıldın
o billur sesinden
erdenliğin çok mu zengin kılıyordu duruşunu
ki yalnızca Ay ışığı ve güneş
dukunabiliyordu tenine
hiç değişmedin Sinope
hala büyülüyorsun herkesi
boylu boyunca uzanmışsın Karadeniz'e
yalnız Zeus’un torunları değil
rüzgar bile sana esiyor
deniz sana çırpıyor
ve Güneş Sinope
bıkıp usanmadan her yeni gün
akamete mahkumluğuna doğuyor
sen velut olmadın
sen layemutsun Sinope...
16/mayıs/2008
Figen Gönülver YararKayıt Tarihi : 16.5.2008 03:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi Sinope, ırmak tanrısı Osopos’un mutlu bir hayat yaşayan güzeler güzeli kızıymış. Güzelliği Tanrılar Tanrısı Zeus’un bile kendisinden geçmesine sebep olmuş. Derelerde göllerde yıkanıp, çiçeklerin arasında dolaşarak hiç evlenmek istememektedir. Bir gün derede yıkanırken Zeus onu gördü. Ay ışığı altında daha da güzel görünen kıza yaklaştı. Kız o kadar korktu ki ağlamaya başladı. Her bir gözyaşı bir çiçek oluyordu. O gece yarısı kuşlar onun ağlamasıyla uyandılar. Zeus’a çok kızdılar. Koluna, başına kondular, cıvıldadılar. Sinope’ye zarar verme, o kimseyle evlenmek istemiyor, dediler. Kızın gözyaşları da bu yalvarışlara eklenince katı kalbi yumuşattılar. Zeus aşkına karşılık vermesi halinde Sinope’nin her istediğini dile getireceğini söyleyince; Sinope kendisine dokunmamasını söylemiş korku içinde. Tanrılar Tanrısı sözüne sadık kalarak, Sinope’yi alıp en sevdiği yerlerden olan Karadeniz’in cennete benzeyen yemyeşil kıyılarına bırakmış. Zeus Sinope’yi şimdiki Sinop ilimizin kıyısına bırakmış ki; Sinop’u bir kez gören herkes bu efsanenin doğruluğuna inanabilir. Akamet: Kısırlık, verimsizlik Velut: Doğurgan. Layemut: Ölümsüz, ölmez Zülal: Saf, tatlı su. Erdenlik: Bakirelik
duygular doğallığı ile kale alınmış
kutlarım
TÜM YORUMLAR (3)