Gen değişikliği sanki sindirim sistemi bu buluş
Önce bir başörtüsü hemen bir Türban kokuş
Sarıklılar selamlığı kurul denemesi bu ayrışık
Resmin sisli tehdit ardında lafla geriye kaçış
Tuzak tezgahında uyuş, geçiş, dönüş, uçuş, çarpış
Sindirmeyi çaktırmadan yani, usul alıştırmaya yılış…
Tıkanma da var daha, sindirime yavaş yığış!
Ayır kadını, kızı, oğlanı, yuvanı, yurdunu, ebeni
Kap kaç çığlığıyla fırlamış gözlü yakasına yapış
Kırbaç şakır şakır, üstüne binmiş aygır takışmış
Hükümet der demez kekeliyor herif, hem coşmuş
AKP hükümet şirketi çoktan şirreti devlet olmuş
Sindirmeye gayreti çaktırmadan yani, usul yılış…
Tıkanma da var daha, sindirime yavaş yığış!
Avrupa diyor ara sıra, süslü laflar türemiş
Senaryo iğrençliğini görgü-süz-geçli hal yumulmuş
Avrupa sömürge ama, pisliğini halinden tiksinmiş
Zihniyetin öylesi bir dünya savaşıyla yorulmuş
Siyonistlik hani, fuhuş ruhu markalaşma koyulmuş
Dokunulmazlık krallığında hayal-aşmış…
Tıkanma da var daha, sindirime yavaş yığış!
Artık kaldı mı acaba bir hayrı demeye hem nahoş
Türk meclisi koltuğuna oturmakla doyurmuş
AKP, hükümet şirketini çoktan şer devleti olmuş
Ben düşürülmeden gel saldır kaypaklığını zırhlanmış
Halkı yıldırmaya ya da saldırmaya kışkırtmaya azmış
Sindirme cakasından çaktırmadan usul, ama sıvış…
Tıkanma da var daha, bir düşün, sindirime yavaş yığış!
Aralık 2007………Vay Siyonist hayalin türsel yığınıklığı
Kaç milletin alnına kara leke olacaksın daha sen?
Bu toplu kıyım hazzını doyuracak acep ne olacak?
Avrupa, Amerika sömürgesi mi seni alkışlayacak?
Kürt diye uşak, Tarikat diye fuhuş iştahlandırmak
Kadını, kızı, bebeği, oğlanı nereye daha yığışmalısın sen?
Devlet onuru, millet şerefiyle yaşar, ya var ya yoktur
Hayal bulutlarına girdikçe pisti şaşıyan olduk
Savaşa öyle de sokacaklar böyle de, evet inandık!
Türkiye dayanırken Ermenistan, İran’a sokuşur
Türk milliyetine dalacak yineden yol olursun, ancak
Bu kahpe vuruş Asya planın, Afrika sanıver istersen sen
Vay Siyonist oralıkları AKP, PKK adıyla da küçült
Ne oralıklanacakmışsa da durma, rahat püskürt
Savaşacak yok kaldı toprağı da değirmeninle öğüt
Bu sineklik midemizi bulandıracak sadece, hüt mü hüt…
Avrupa, Amerika’ya teslimiyetimiz için zoru yardıysa
Alıştırılıyoruz milliyetsiz olma tadını soysuzluğunca…
Bir jön Türkün çığlığıydı: küresel Terör çağı, al başını yürü…
Her ülkeye sosyolojik, biyolojik, ekonomik, psikolojik amaçlı politik idareyi, topu topu 40-50 bu Bilderberg’leri gizli ajanlığa soyunmuş köpek, kim Yahudi olursa pazarlığında sözde bunlar, onur kazanılı hak ve hukuka havlatmaya seçilecek adayları inceler… şöyle ki;
London, New York, Tokyo borsası bu üç kaynak asıl adaylar
Dünyayı yöneten gizli örgütler oluşmaya düşünülen nutukçular
Alta sıralanan birkaç örnek olarak: diğer bütün dünya ülkelerine
Emperyalist emelleri için kullanılan masonlar gibi
Ülkelerin Bilderberg’leri seçkinleriyle gösterişi de bu aynılık
Ayakaltı şovculuğu PKK gibi yırtıklatılanlar ayrıca
Davetli davetsiz cımbız seçimi yöneticilere oy odaklar
Karar alırlar, Tarikat gibi, ülkelere hükümet olacaklar
Türkiye’yi yönetimden sorumlu Yahudi komplo stratejisidir bunlar
Her memuriyete, her eve köhnemişlik farklılığı çöreklenerek
Halkı halkı kışkırtmaya, anneyi evlada boğazlatmaya
Çaresizlikte boğulmaya bırakılan uluslar arası kurallarla
Orduyu çökertmeye çullanacaklar…
Demirel örneğin, bu masonlardan biridir. Hükümet olmayı başarısıyla yarattığı darbelerde verilen canlar, yapılan işkencelerin sorumlusu… elli yıllık, Atatürk’ün ölümüyle aslında derhal başladı, bu planların yarınını beklemek artık bir netice getirmeyecek… Bir taraftan düşünce olarak aklımdan geçen: Halk bilgilendirilmeli, aralarında gizli örgüt olabilirler gecikmeden. Halkın organize olmasının önemi kadar, buna yetenekli harekatlarla da ilerleyebilmeli, bu gizli güç denilenlerin yerli ödevlere seçilmiş olanların asıl olanı 40-50 kadardır sadece, 300-500 ise hükümet olan ve iş adamları takımından olanlar… Halk gizli örgütü bunların aynı gözdağıyla karşı koyabilirler… Zira;
Bir askeri darbe artık olanaksız ve istenilen zaten bu adımı atmak için ezilen ordu… Halk, her alanda rahatsız değil mi? Üniversitede, sendika zayıflığında, hak ve hukuku yaralayan Anayasa sapıklığında… Anayasa, sadece bir huzur yaşamında incelenebilir, çalışılabilir, oysa alel acele, her kanunu bir saatlik gezi molasında imzalayan noter işleviyle cumhurları da var… bunlar hep rahatsızlık nedenleri, ki halkın buna karşı koyması en doğal hakkıdır… Ne yazık ki artık cephe savaşı karakteri yok, şimdi artık küresel Terör aldı başını gidiyor, gidelim öyleyse… bizim yolumuza taş koyanların kum dökülür yollarına, vuran vurana kıran kırana Amerika da caddelerinde Mafya savaşı yürütmüştü… aynı rekoru artık ülkelerarası seçiyor bir yöre, ne alacaksa, ona çullanmaya aynı Terör hortlamasını oraya uyguluyor ve boğazlatıyor yerli halkı… boğazlayacak olanı korumak ise Amerika ve Avrupa’nın üstlendiği iş… hatta, boğazlayacak olan koşuşturup para istemesin diye, halkı elçilikleri önüne topluyor, uçağa binip kaçarak, boğazlatıyorlar, tek bebek dahi almadan… belki kurtarmaya değer varlıklar görülebilir bebekler, ama görülmüyor elçiliklerce bile… hani;
Bunları düşünerek konuya dönecek olursam diğer taraftan, geleceğin evladı olarak yarın bilgisiyle gelişmeye soluk alabilmeli. Oysa, bu doğal haklarını feda edecekler yine… Yani, kuralsız bir parçalama yaşamına sürüklenerek yavaş yavaş tüketilecekler zaten düşüncesi öncelik hakkına büyüyor… Tecrübeleri olanlar yaşlandılar, yahut bu tecrübeyi soğukkanlı ve vatan yüreğindeki aşkına bu an feda olmaya hazır olanlar, hiç tecrübe edinemeden hasta olarak seyirci kalacaklar. Geriye kalan yine yavrularımız oluyor. Öyleyse olacaklar ve diliyorum bunu. Bağımsız bir gelecek yaşamı için kapı önüne atılıp öldürülmeden, hiç olmazsa bu kuralsız savaşa tek hak sahibi olarak, kanamak zorundalar… Savaşın adı mahalleye Terör yığarak ‘sindir ve/ya yok et’ ise, mahallede başlayacak demektir savaş, teslim olmadan…
Gazi Mustafa Kemal olmanın zamanı bu zaman! Aynı mücadeleye devam etmenin o mükemmel yapılanma amacına soyunma vaktidir! Tasarruf ederek, tüketici ruhundan tamamen arınarak, üretime soyunurken mücadeleye geçiş dönemi, kaldığı yerden devam etmeye zaman bu zaman! Halk organize olmalı, aileden başlayarak… AKP’den vatan adına vicdanlı bir umut beklemek, yaşanmış ve yaşanacak en sefil bir teslimiyetin son hamlesi olacaktır. Bir hükümetle teslim olan millet olmanın, var olabilecek insan mantığının en aşağılık duygusudur.
Terör ve Tarikata yırtıklaştırılmış bir toplumu, birine öbürünü dağdan in ovada boğazla şu milleti davetine zorluyor Avrupa, Amerika... Alışılan Terör, alıştıran Terörcülerden aldıkları ücretle çalışanlar derken, işin boyutu, çıkış halinin gereğince, ateş çıktığı yerde alevlenir denilen vakte ulaştığı ile, AB, ABD, İngiltere'yi korkuya bürünmüş hallerinden kurtarmaya ne borcum var benim de, yavrularımızı feda edeceğiz buna? Terörü bana kışkırtıyor, kendini sarıyor ateş, ben evcilleştirecekmişim emrini ne rahat savuruyorlar... çok gülünç bu haller, pardon, ağlanılası bu haller halkın bilgisine ulaştırılmalı... bu hakkını, ufak örgütler oluşmaya organize olmaları için de kullanarak, zamanı kullanma bilincini onur yücelmeye de kazandırmalı...
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 17.12.2007 05:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!