Sen geçiyorsun yanımdan
Kalbimdeki İstanbul durup sana bakıyor Kalbimdeki İstanbul oluyorsun
Eminönü'nde tramvaylar durmuş oluyor Karaköy’de balıkçıların ağına kendini asan balık oluyorum
Sen masum ve habersiz geçip gidiyorsun
Sen masum ve habersiz geçip gidiyorsun Benden geriye gün boyu gülüşüne ücretsiz çalışan bir işçi kalıyor.
Çok güzel kokan çiçekler...
Toprağa düşen yağmur damlası...
Uzayıp giden yeşil bir orman...
Mavi bir gök...
Gözümün görmediği, kalbimin hissetiği, her şey.
Seni özlüyoruz beraber.
Ay ışığı vurmuş pencereme ve bahçedeki ağaca
Balkondaki kasımpatı çiçeğine
Çocukların güleç yüzüne
Romantik aşıkların gecelerine
İlk görüşte aşkın saf haline
Göreyim diye mi iyicene düşümde ay yüzünü
Senin adın kelebek olsun
ömrün uzun,bahtın güzel olsun
ne zaman aklıma gelsen
kalbimde uyuduğunu hatırlarım
bense kendimin çok uzağında
insan kendisinin ne kadar uzağına gidebilir ki
Ellerimde yaprakların demeti
yanımda yalnızlığım
yüz yıl geçti
bekliyorum bu ormanda ceviz ağaçlarıyla
yoktur bir şikayetim
ceviz ağaçlarınadır biraz sitemim
"Ya Rab! Zarar bana dokundu, sen merhametlilerin en merhametlisisin.”
Hz. Eyyüb (Enbiyâ Suresi - 83.Ayet)
Su yarayı temizler
Buz acısını alırmış
Hem yakınım onun penceresine hem çok uzak
İncinmiş çiçeklerin saksısı aşinadır
Küsmeyi unutuyorum ben çiçeğime
Hatırlamıyorum bana gülümsediğini
Hatırı sayılır saatlerde düşünüyorum onu
Bazen ay ışığı vuruyor pencereme
Ve ben ağırlığına bakmadan dünya kadar yük sığdırmışım kalbime
Kalbimin artık sığınağı yok
Limansız bir gemiyim
Dünya ise kocaman bir deniz
Sen dünyama deniz feneri olsan
Acemi heyecanlarıma kılavuz
Ve işte eylül...
Bugün özlemin başkenti Ankara.
Adınla başlayıp adınla biten marş da tamam.
Gölgesi soğumuş bir ağacın dibinde...
İstanbul’u ve seni özlüyorum.
Senin incecik ellerini...
Ve işte eylül...
Biraz eksik çokça fazla sözler gibiyim.
Fazla eksik kalır.
Hangi yol beni sana getirmez ki!
Uzaklaş diyor aşktan annemin sesi.
Seni görsem de özlerim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!