Çok güzel kokan çiçekler...
Toprağa düşen yağmur damlası...
Uzayıp giden yeşil bir orman...
Mavi bir gök...
Gözümün görmediği, kalbimin hissetiği, her şey.
Seni özlüyoruz beraber.
Ay ışığı vurmuş pencereme ve bahçedeki ağaca
Balkondaki kasımpatı çiçeğine
Çocukların güleç yüzüne
Romantik aşıkların gecelerine
İlk görüşte aşkın saf haline
Göreyim diye mi iyicene düşümde ay yüzünü
Bahçenin neşesi güneşsiz kalan ayçiçekleri gibi bükmüş boynunu
Karnı büyük bir poşet kedinin dalgınlığına geliyor bahçede
Rüzgar alıp götürüyor poşeti
Kedi duruyor bahçede
Bahçe de duruyor
Sesini özlemeyi öğrendiğim günden beri
Öyle güzelsin ki, sevinçten elim ayağıma dolanıyor.
Hangi yol beni sana getirmez ki?
Ben bir yol bulamadığımdan hüzünlüysem, sen bana o şarkıyı dinletecek kadar güçlü ol."
Senin adın kelebek olsun
ömrün uzun,bahtın güzel olsun
ne zaman aklıma gelsen
kalbimde uyuduğunu hatırlarım
bense kendimin çok uzağında
insan kendisinin ne kadar uzağına gidebilir ki
Çiçeğini kalın bir kitabın arasında kurutacağım ve konuşacağım onunla
Anlatacağım avutulmamış bir kalbin hüznünü
Bu kalp diyeceğim sesini özlemeyi öğrendi onun
Avuturum kendimi artık yıllar boyunca
Bir masaldan çıkıp sana geleceğim bugün
Diye yazdığımda gülümsüyordu güneş
"Ya Rab! Zarar bana dokundu, sen merhametlilerin en merhametlisisin.”
Hz. Eyyüb (Enbiyâ Suresi - 83.Ayet)
Su yarayı temizler
Buz acısını alırmış
Ve ben ağırlığına bakmadan dünya kadar yük sığdırmışım kalbime
Kalbimin artık sığınağı yok
Limansız bir gemiyim
Dünya ise kocaman bir deniz
Sen dünyama deniz feneri olsan
Acemi heyecanlarıma kılavuz
Ve işte eylül...
Bugün özlemin başkenti Ankara.
Adınla başlayıp adınla biten marş da tamam.
Gölgesi soğumuş bir ağacın dibinde...
İstanbul’u ve seni özlüyorum.
Senin incecik ellerini...
Ve işte eylül...
Biraz eksik çokça fazla sözler gibiyim.
Fazla eksik kalır.
Hangi yol beni sana getirmez ki!
Uzaklaş diyor aşktan annemin sesi.
Seni görsem de özlerim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!