Vardım gülün bahçesine saygıyla
Benim güle dokunmaya kıyamadığım bahçede
Hoyrat rüzgarlar esiyor şimdi
Gülün bahçesine bahar inmiş bir akşam üstü
Kalbim kardelen çiçeği ilk güneşte vurulan.
Gülüşü diyorum,
Ömrümü uzatıyor
Meydan okuyor bütün doktorlara
Karşısında çaresiz kalıyor ilaçlar
Ama ben gene ölüyorum
Ölünmeyecek gibi değil ki
Güneşsiz kalmış gökyüzü bana masmavi göründü
Sen öyle güzel güldün diye
Ve üstelik çok yağmur yağıyordu
Kapkara bulutlar o kadar içliydi ki
Nasıl anlatsam şimdi
Sanki yüreğim herkesin terk ettiği bir evde misafir kaldı
Kilometrelerce yolu döşesem içime:
Düşüme girip
Uzağa çok uzağa
Başım omzunda
Sessiz ve derin
Bir yolculuğa çıkarabilir misin beni, senin çıkmaz sokağında?
Sen öyle ırmağa bakıp
Dünya çok tuhaf deyince
Benim de neşem kaçtı
Biliyorsun Karsu
Gülüşünle beslenen bir ırmağım ben
Yazın coşan
Bugün ayrılığa yazılmış şarkılar dinledim
biraz arabesk diyeyim
sevmiyorsun belki
ya da seviyorsun, bilmiyorum
belki sormam gerekiyor
öğrenmem gerekiyor belki
Ömür ömürle kapanıyor
gün gün ile
kendini tekrar eden insan kendisi ile
ne çok şey kapanıyor hayıflanacak
ama kapanması güzel şeydir yaranın
ayın güzelleştiği geceler
Kalbi ürkek kuşlar gibi insanın
güvenmek isterken
kendine bir mekân arar durur
kimin penceresine konacağını bilmeden
aramak kendini bulmaktır biraz
yarım kalanı tamamlamak
Yavrusunu koklayarak seven bir at
Nal sesleri
Kırılmış bir ova
Seizmalar
Fay hatları uçurum
Sesimi uzak kılan nehir hırçın akıyor
Kıyısına oturup uzun uzun denize baktılar
Bir haberci bekler gibi baktılar
Bir zamanlar oturdukları evleri andılar
Biz sefaleti kabul ettik de sefalet bizi kabul etmiyor, dediler
Dediler hangi kalp kaldırır bu molozları
Meltem rüzgarları kaçtı gözlerine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!