"Aslı" yalan olan dünyada ne gerçek anılar biriktirdim,
"Keremi" anlamsız uykularımda ne manalı rüyalar biriktirdim,
Günü geldi yanıp tüttüm çöl kumlarında,
Günü geldi dondum kutup soğuklarında,
Ama güneş gibi sıcak yüzün kadar,
Hiç bir şey ürpertmedi yüreğimi.
Gecenin zifirisinde, soğuk ve sükut kesilmiş bir mezarlıktayım....
Gözlerim işsiz.
Bedenim hissiz.
Kulaklarım sesin,
Dudaklarım sıcak bir nefesin özleminde.
Itildi uçurumlardan aşağı ömrüm,
Sürükleniyor bilinmezlik boşluğunda,
Uçurum çiçekleri dermede gönlüm,
Ruhum bir çift gözün sarhoşluğunda...
Tutunacak bir dal aramada ellerim,
Sen iste,
Piramitleri yıkayım,
Yurtsuz kalsın Tutankamon'la Keops,
Sudan heykelini yontayım,
Yere batsın Tanrı Zeus ve Rodos,
Yörüngeden cıkmış bir sevdaydı benimkisi.
Nereye gidip, nerede kalacağını bilmeyen.
Vuruyor, çarpıyor, can yakıyor,
En son yegane sığınağına dönüyordu.
Dönüyordu.
Yüreğimin başkentine..
Ansızın gelen devrimler gibi geldin yürek yurduma,
Sıkılı yumruk gibi girdin hayatıma,
Eskiye dair ne varsa,
Yıpranmış ne varsa,
Söküp attın hayatın çöplüğüne....
Yürüyorum durup dinlenmeden,
Karanlık her yer,
Yürüyorum sana doğru,
Her yanim kan ter,
Hiç bir menzile varamıyorum.
Kayıyor ayağımın altındaki zemin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!