Gökyüzünün sonsuzluğunda
İki yıldız çarpıştı,
Gözüm gözünden sakındığında,
İki gezegen yer değiştirdi,
Özüm özünden takındığında,
Sonra,
Ne zaman biter ki,
Bu ezeli ve ebedi hükümdarlık...
Zihnimdeki, ruhumdaki, yüreğimdeki
Mavi ve yeşilin flusu hükümranlık...
Ne zaman biter ki,
Sen çalınmış bir satırısın hayat şiirimin,
Yitik,
Ulaşılmaz.
Oysa o satır şah damarıydı ömrümün.
Atan kalbi, gören gözüydü.
Arıyorum seni duruk kalbim, kör gözlerimle.
Henüz dinmiş yağmurun verdiği toprak kokusundasın,
Anadolu'nun ücra bir kentinde,
Bir emekçinin fakir evinde kaynayan çorbanın dumanındasın,
Lafın özü;
hayatta güzellik adına ne varsa hepsinde sen varsın.
Hırçın bir çocuktu sevdan içimde,
Sükunet nedir bilmeyen,
Feryatlarda günlerdir, gecelerdir.
Sessiz çığlığı,
Can evimin duvarlarında çakılı kaldı.
Firar etti deniz kızı efsanelerden,
Sevdalar filizlendi aşkhanelerden,
Çocuklar koşuşturdu viranelerden,
Dokunduğu zaman bu kente gözlerin...
Okyanuslara kanat çırptı çağlayanlar,
Zulmetti şairler, eziyet çekti heceler,
Kemikleri kırıldı, feryat etti dizeler,
Neredesin türkü gözlüm, şiirler öksüz..
Geçmez oldu günler, zindan oldu geceler,
Hasrete yenildi, vuslat görmedi niceler,
Sonsuz bir sahradayım,
Uçsuz bucaksız....
Kızgın kumlar ayaklarıma,
Güneş beynime zulmediyor.
İki ateş ortasındaki bedenime,
Yalanci hülyalar hükmediyor.
Bir terazinin kefesinde ömrüm,
Uzun yıllar tüketmiş,
çok yol katetmiş Kızılırmak misali...
Diğer kefesinde ise tüm varlığınla sen,
Ağır bastın be türkü gözlüm,
ağır bastın.
Pazarları sevemedim ben hiç,
Ömrün son demini anımsatan pazarları,
Karamsarlığı, hüznü hatırlatan pazarları,
Pazarları sevemedim ben hiç,
Hazan rüzgarlarının suratlara çarptığı pazarları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!