çakan şimşeklerin ışığını uzaktan görüp ürküyorsunuz siz. ben ki o alaca fırtınanın tam ortasındayım.
korkuyorum gökyüzünün uğuldamasından. hayır ben olamam o karkan! olsa olsa küçük bir çocuktur o... bir çocuk kopuyor ruhumdan. sonra bir çocuk daha, bir daha... çocuklarım oluyor o ışıldayan karanlıkta; tamam babası benim bunların ama anaları yok! öksüz, sevgisiz, korkak çocuklar bunlar...
yetiştirme yurduna bırakıyorum bu anasızları; bakıcılarından dayak yiyorlar, gül bitmiyor yanaklarında... öfke bitiyor, korku bitiyor, umutsuzluk bitiyor... ilkokula başlıyorlar sonra, ufacık bedenler de yüz çeviriyor öksüzlere, dışlanıyorlar... dışkapısından mezun oluyorlar ilkokulun. sonra, büyüyor yaşları, onlara vuran eller de bırakıyor onları...
tanıyorsunuz aslında onları, haber bültenlerinde, televizyon dizilerinde, sinema filmlerinde görüyorsunuz onları: kapkaççı, tinerci, sokak çocukları onlar... ve belki tanışıyorsunuz da bir kaç tanesiyle, hayatın acısını vuruyorlar size de; polis tutanaklarında geçiyor adınız... şikayet ediyorsunuz onları.
tanıyorsunuz onları, beni tanıdığınız gibi... benim onların hepsi, sizsiniz... hadi hep beraber bakalım yarattığımız dehşet tablosuna, bakalım da hayran olalım.
Ufuk BayraktarKayıt Tarihi : 8.5.2006 16:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

oysa, yıldırım toprağı yarar ve göğe fırlar...
saygılar..
Mürsel Adıgüzel
TÜM YORUMLAR (6)