Haydarpaşa treninde başlıyordu bu öykü,
O sabah her zamankinden daha ağırdı yükü,
Yaşıtları sütle kahvaltı yaparken evde ,
Onun uykusuzluktan gözleri kapanıyordu trende.
“Bir simit versene” dedi iş yolcusu bir adam
İrkildi bir kereden trendeki uykusundan,
Nasır tutmuş elleriyle adama simidi verdi,
Sevinçle ilk siftahı kesesine indirdi.
Daha satacak 99 simidi vardı,
Ya simitler olmasaydı çocuk ne yapacaktı?
Sırtını yaslayarak trenin bölmesine,
Kimler sebep olmuştu böyle sürünmesine?
Hasta kardeşine ilaç, yatalak anasına para lazımdı.
Usulca sordum adını Hikmetsiz bir Nazımdı,
“Nerelisin?” dedim başını okşayarak,
Gözleri donup kaldı gözlerime bakarak.
Bilmiyordu belki de doğduğu toprakları,
Simitler satılmazsa bitecek umutları,
El örmesi bir hırka geçirmişti sırtına
Felek en ağır yükü yüklemişti omuzuna.
Meğerse büyünce türkücü olacakmış,
Nazım olan adını Tatlıses koyacakmış,
Ey çocuk seninle keşke tanışmasaydık,
Boşa geldik dünyaya keşke yaşamasaydık.
Hava ayaz mı ayaz buza kesmiş bıyıklar,
Adı ne olursa olsun bizimdi o çocuklar…
Aradan on yıl geçti düştü saçlarıma ak,
Elimde bir gazete kaderin zulmüne bak,
Üç kişi bıçaklanmış zanlı yoksul simitçi,
Adı Hikmetsiz Nazım, zanaatı emekçi.
Simitleri alıp da parayı vermemişler,
Toy çocuk deyip, onu hakir görmüşler.
Ne zamanki alınmış elinden nafakası,
Çekmiş hemen bıçağı, olmaz bunun şakası.
Rasgele sallayarak yaralamış onları,
Elbet beş para etmez dökülen pis kanları,
Beti benzi sararmış, al yanakları solmuş
Nasıl adalet ki bu on yıla mahkum olmuş.
Kara haber ulaşınca yoksul gecekonduya,
Yatalak anacığı düşmüş büyük sancıya,
Anası ve bacısı umutlarıydı onun,
Söylesene be çocuk bumuydu senin sonun...
Leadri LeadriKayıt Tarihi : 11.11.2018 22:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Manzum

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!