Kadın elindeki tepsiyi pencere önündeki karşılıklı iki şık koltuğun ortasında duran sehpanın üzerine bıraktı. Tepside, köpüğü tam kıvamında, tüten dumanından mis gibi kahve kokusunu buram-buram dağıtan iki fincan duruyordu. Fincanları tepsiden aldı ve koltukların önüne gelecek şekilde sehpanın üzerine yavaşça yerleştirdi. Tepsiyi de yakındaki yemek masasının üstüne koydu ve geldi, koltuklardan birine oturdu.
Bacak-bacak üstüne attı. Derin bir iç çekti…
Kahvesinden bir yudum aldı. Yüzündeki tebessümü hiç kaçırmadan önce dumanı hala tütmekte olan diğer fincana ve sonra boş koltuğa baktı …
Mırıldanarak:
-Günaydın canım, günaydın birtanem ……
Sevgilimsin , kim olduğunu düşünmeye vaktin yok,yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Devamını Oku
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta