Susturun artık akmasın kan.
Bu nasıl sistem.
Hani dur diyecek güç nerede?
nerede modernize insanlık?
Teknoloji katleder olmuş bebeleri.
iki sitem bir slogan duyarlılık olmuş.
Cuma hutbelerinde kınayış,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sitemim Avrupa’ya.
Nerde insan hakları hele
Avrupalı olunca mı duracak kan.
İki israil li kaçırılınca
Binlerce masum doldu çukura.
Zalimlerin hepsinin de canı cehenneme...
Binlerce masuma dualarımız diyoruz ama gidenleri hiç bir dua geri getirmiyor.Seyirciyiz...
Yüreğinize sağlık.
Dileğimiz aynı...kaleminiz susmasın..saygılarımla..
melek ayaz
İçeri girmeleri an meselesi...Tebrikler. Sevgiler
Sevgili kardeşim duyarlı yüreğine sevgiler ...
evet dostum 68 kuşağı yanki go hom dedi,
mahir çayanlar bizi kurtaracak olan kendi kollarımızdır.
ve iki darbe yok edilen iki kuşak.
ve 80 sonrası hiç edilen bir kuşak.
ama inanıyorumki onlar kapıda hatta içerideler fakat bunlara karşı verilen mücadele de kazılan siperlerde de birileri var .
herşeye rağmen bitiremediler bitiremiyecekler.
o kuşaklar filistinin daha o dönem yanında olarak beraber saf tutup savaşanlardı.hallerine ağlayanlar olmadılar. bizde olmamalıyız.
tebrikler duyarlı yüreğine ve tereddütsüz yazan kalemine.
en içten sevgilerimle can dost.
Çok anlamlı ve ve duyarlı bir yorumla,her kese mesaj olacak bir çalışma.Kutlarım Sayın Ali Asker Çataltaş.
Mürsel Adıgüzel
Daha ölmedik...
Yüreğinize sağlık saygılarla...
Dileğiniz; dileğimiz olsun...
Duyarlı yüreğinizi saygıyla selamlıyorum
Susturun artık akmasın kan.
Nazım ustanında dediği gibi, sen yanmasan, ben yanmasam ,biz yanmasak.nasıl çıkar karanlıkar aydınlığa.
Bu vahşeti susturmak ellerimizde,be yürekli kardeşim.
Bir anlatabilsek.bir anlıyabilsek,olanı biteni.
Hamza İNCE
Bir sözüm olacak tüm.....izmlere:
Bizi kurtaracak olan kendi kollarımızdır.
Demişti birileri yanki go hom ‘un ardından.
Kuşaklar katledildi yanmasın topraklar diye.
Sustuk,şimdi kapıdalar...
evet dost..kapıyı aştılar bile..ve hala dediğiniz gibi..
iki sitem bir slogan duyarlılık olmuş.
Cuma hutbelerinde kınayış,
Su serper olmuş müslümanım diyene.
bu teranelerle avutuluyor insanlar..
68 kuşağı’’ yanki go hom ‘’
burada bak denizi asan mason.
İçim yansa da çocuklara
Sitemim Avrupa’ya.
Nerde insan hakları hele
Avrupalı olunca mı duracak kan.
öylesine haklısınız ki, sahneye konan senaryolar hep aynı ama izleyen kuşaklar farklı ne yazıkki..
kutluyorum.
salam ve saygılar..
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta