Şimdi Ardahan'da Olmak Vardı

Şimdi orada olmak vardı,
Dört nala kanat açan
Yağız atların terine karışıp,
Yalnızçam'dan, Gölebert'e nal sesleriyle...
Ilgar Dağı'na uzanıp,
Kura Nehri'nden akmak vardı.
''Memleket dediğin doğduğun değil, doyduğun yerdir ''diyen usta:
Gel de gör bak, Yeşil Göle'ye doyar mısın?
Hele bir yer var ki,
Yazları çayır çimene karıştığın
Berrak gölünde ummanlara ulaştığın
Çıldır'ı bilir misin?
Balık mı yersin?
Kayak mı yaparsın Kafkas dansıyla ?
Kış güneşiyle raksetmeye doyar mısın?
Yazgısı eksik yazılmış coğrafyamda,
Kalan kısmı kalemler yazmış okur musun?
Köroğlu Masalı'nı Kaftancıoğlu'ndan dinle hele,
Ölü Ekmeği'ni Akçam 'dan tat,
Doymak nedir memlekete anlar mısın ?
Sürüldük yurttan, köyden, topraktan
Zalim Ruslardan, gurbeti hasreti tanıdık da,
Yiğitlik galip geldi kırk yılda bin kapıda
Cenkle sarılıp Ardahan'a
Vermedik namusu toprak belleyip
Yazgıya sevdayla sarıldık da,
Hasretlik bitmez bitmeyecek be usta.
Aşık Şenlik demişti ya bilir misin ?
'''Can sağiken yurt vermeyiz düşmana ''