İki önemli soru sorması lazım önce bütün Müslümanların, sonrada insan olduğunu zanneden bütün insanların. Birinci soru; bütün büyük silah şirketleri hangi ülkelerin? Soru iki, savaşların bir çoğu hangi coğrafyada yaşanıyor?
Bu iki sorununda cevabı o kadar açık ve net ki. Dünyanın en büyük silah şirketleri, Amerika’sının İngiltere’sinin, Fransa’sının, İtalya’sının ve adını sayamadığımız diğer emperyalist ülkelerin sınırları içinde... Uçakları da, tankları da, uzun menzilli füzeleri de, nükleer silahları da, aklınıza gelen ya da gelmeyen bir çok silahı da onlar üretiyor ve gelişmekte olan ülkelere, en başta da Müslüman ülkelere peynir ekmek gibi satıyor. Savaşların en yoğun yaşandığı yerde, doğal zenginliklerin bol olduğu Orta Doğu Coğrafyası ve Kara Kıta Afrika...
Çok eski bir zaman dilimi değil, bundan belki on on beş sene önce Hindistan ve Pakistan’ı birbirine kırdırmak isteyen İngiliz MI-6 Ajanları önce birisine, sonrada öbürüne farklı farklı silahları pazarlamaya çalışırken tespit edilmişlerdi... Gazeteler yazdı bunları...
Emperyalist Ülkelerin istihbarat servisleri mutlaka, ama mutlaka her sene üç, beş, belki on ülkeyi karıştırmadan duramazlar. Çünkü silah şirketleri kârlarına kâr eklemek, kendi toplumlarının refah düzeylerini daha da yükseltmek durumundadırlar. Batı Toplumları, Batılı İnsan çok uzun zamandan beri rahatlığa, bolluğa, refaha alışmıştır, bunlar birazcık kısıldığı zaman, toplumlarında büyük kargaşalar çıkar. Nitekim çok yakın zamanda çıkıyor da halihazırda... Aslında sömürgeci geçmişlerinden kaynaklanan diyetleri ödüyorlar ...
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta