Birazıcık eskimiş, koyu sarı boyası;
Perdeleri kapalı… Yanmıyordu lambası…
Loşça bir karanlığa içeri bürünmüştü;
Tabana: Kalın halı düzenle serilmişti..
Bir sandalye, bir sedir, bir kanepe, bir koltuk,
Geçinip gidiyordu… Ne darlık var, ne yokluk…
Geçim sıtandardına uymaya çalışmıştı.
Soğuk hava yüzünden iyce hastalanmıştı…
Yaşamak için mecbur işine gidiyordu,
Düştüğü bu hastalık, onu bitiriyordu…
Bir öksürük tutunca… Ciğeri sökülüyor;
Derdim incedir! .. Diye o göz yaşı döküyor…
…………………….
Bir doktora gitmişti; Göstermişti kendini,
Doktor hiç beğenmedi onun berbat halini,,,
“Zaturre başlangıcı, senin bu hastalığın;
Dinlenmeye bağlıdır; Kızım senin sağlığın,”
Reçetesini yazıp, uzun bir rapor verdi,
İstirahati için onu eve gönderdi…
………………..
Somyesine uzanmış, odada yatıyordu;
Hayatta: Yalnızlığı bağrını yakıyordu…
Kapının zili uzun.. Aralıksız bir çaldı;
Yataktan zorla kalkıp, loş koridora daldı…
Halsizliğine karşı delice sevinmişti,
Hayatta tek sevdiği adam çıka gelmişti…
Yavaş, yavaş giderek odaya girmişlerdi,
Bir birine uzunca hal hatır sormuşlardı…
Adam: Sade döşeli sedire oturmuştu,
O yatağa uzanıp, eski halin almıştı…
Masumane bu sevgi ona hiç yetmiyordu,
Sevdiğini her zaman yanında istiyordu! ..
………………..
İstiyordu: El ele kırlarda dolaşmayı;
Daha candan, yürekten sıkıca kaynaşmayı…
Kırlarda dolaşsınlar,çiçekler toplasınlar;
Bir birine aşk dolu, bir sohbete dalsınlar…
Geçsinler bir bahçeye, çaylarını içsinler;
El ele dolaşarak günleri gün etsinler! ..
…………………
O Yatağında yatıp, hayaline dalmıştı,
Bir “kahve” olsun ona kalkıp yapamamıştı…
Önceki kocasından, çocuğu olmamıştı;
O yüzden hayatında yapayalnız kalmıştı…
Bir yuva kurmak için verirdi her şeyini;
Dünyalara vermezdi! Biricik sevdiğini
Onu bu düşünceye; Hastalık getirmişti,
Yalnızlığın acısı, son haddine ermişti…
Epeyce konuştular.. Vakit iyice geçti;
Yattığı yatağında, ilaçlarını içti…
Zorda olsa gelmişti, ayrılığın zamanı;
Bunun üzüntüsüyle, biraz sıkıldı canı…
Adam ayağa kalktı. Biraz vedalaştılar;
Hasretle ve sevgiyle son bir kez konuştular…
Dar koridordan geçip, dış kapıya gelmişti;
Paltosunu giyinip, veda edip gitmişti…
Ardından dış kapıyı usulca kapamıştı;
Giden sevgilisine içlice ağlamıştı…
……………..
İstiyordu: Canını, kanını ona versin!
Akşam, sabah, bir yaşam devamlı onu görsün…
Geldi… Yatağa girdi… Uzun zaman üzüldü;
Kimi an hıçkırıklar boğazına düzüldü…
Mutluluk özlemiyle, bir an uykuya daldı;
YufKA’nın bir kalbiyle, kalemi ona kaldı! ..
YufKA
Yusuf Kenan AtıcıKayıt Tarihi : 29.1.2011 17:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!