Şiirlerimle Yanıyorum Şiiri - Naki Aydoğan

Naki Aydoğan
1323

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Şiirlerimle Yanıyorum

Büyümeyi Ne Zaman Bıraktın?

Büyümeyi ne zaman bıraktın?
Ne zaman mal mülk çoğaltmaya başladın.
İnsan soyunu sürer de canlı hiç yok olmaz mı?
Adı üstünde canlı ce ile anlı.
Bir var bir yok ci ci.

Duran adam para biriktirir durmadan çalışan adam mal yığar.
Canlının büyümesi beden sınırına varması.
İnsan tüm canlı beden sınırlarını aşmıştır.
Kendi beden sınırına dayanmıştır.
Doğa küçülür uygarlık büyür.
Kendi nasıl büyür.
Okuryazarlığı ile düşüncesi genişler fikri büyür.
Aklı küçülür ve ince işleri kurcalar.
Devasa fikirlerde çalışır düşüncesi olmadık yerlere sıçrar.
Misal devasa mekik makinesiyle uzaya çıkar.

Aklı küçük olanla aklı büyük olanlar yarışır mı?
Ben senle yarışmam.
Senin aklın büyük salim adamsın.
Benim aklım küçük kurnaz adamım.
Saf adam kim?
Saf tutmayan adam saftır.
Henüz beden sınırına dayanmayan tüm canlı âlemle bir olan.
Saf tutmayan kin tutmaz.
Üstü başı temiz olmasa da aklı fikri düşüncesi temizdir.
Kimseye karışmaz.
Yalnız okursa tüm safları izaha getirir.

Ağaç Nerede Biz Neredeyiz

Bir ceviz ağacının yapraklarını topladım
Bir torbaya koydum
Ağaç nerede yapraklarının arasındaydı
Torbanın içinde sıkıştı
Yeryüzüne dağıtsaydım ferahlardı.
Kışın çıplak duruyor, yapraklarının arasında değil.

Zamanım nerede onca yazdıklarım
Bir kitabın içinde sıkışıp baskılandım ben
Beni okuyan zamanımı zamanıma katar.
Kitabım yok bir bulutun içindeyim
İnternet sayfalarında.
Bir yerde yayınlamasaydım saklı zaman içindeydim
Hiç yazmasaydım zamanım zamanda yoktu.
Sesim yalın çıplaktı kışımda.

Herkesin aynı anda evinde olduğu yerler parklar.
Su, su deposunda toplanır.
İnsanlar meydanlarda ve salonlarda toplanır.
Polis Nazım Hikmeti arıyor.
O Gülhane parkında bir ceviz ağacı kimse farkında değil.
Hepimiz torbanın içinde gazellerin arasındayız.
Hikâyedeki karakterler yazarın peşinde.
Benim vazifem diyor polis,
Ben yakalayacağım diye feryat ediyor.
Torbanın kumaş dokumasında okurların tüm gözleri.

Yalan Konuşma

Yalan konuşma.
Kimsenin gıyabında konuşmuyorum ki
Genel konuşuyorum.
Dünya görüşümü ifade ediyorum.
Kendi gölgemin içinden dünyaya tanımlandığım renklerin arasında.

Gece oldu onca sesimiz nerede şimdi.
Yıldızların arasında bir yıldızız sesimizi seçe biliyor muyuz?
Ben biliyorum kendime has yalanımla ben yanıyorum.
Bir başkasını yakmıyorum.
Şairlik bir çıra misali lamba yanmak.
Bir gün güneşi zapt edeceğiz.

Kimse yalanımı yüzüme su çarpamaz.
Kendi yalanını çarpar
Benim yalanım büyür alevim parlar da parlar.
Ateş yakmak klişedir.
Bak doğan güneşle karşı mahallenin evleri nasıl yanıyor.
Camları ateş kırmızısı güneş zapt edilmiş.

Yalan bedava alan alana.
Kıyamet ateşinde yanıyoruz kâinatı yansıtana bak.
Bir ışık kaynağı şiir yazıyor şair.
Elektrik kesildi lamba söndü ışık gitti karanlıkta kaldık.
Hadi bir masal anlatan yok mu?
Yalanında yanan içimizi aydınlatan zamanı aktaran sabahı gösteren.
Anlatıcı
Kesintisiz anlatıcı kendinden devir daimle.

Merdiven Altı Yolculuk

Toprak evlerin içinde patatese gibi yaşarken
Patatesin Amerika’dan geldiğini öğreniyorum
Köyümüzün taş mektebinde.
Patates gömülür gibi gömülürdük köyümüze.
Sanki yaşayan biz değildik.
Köyümüzde hanemizin içlerine kadar girip
İçimizde yaşayan kimlerdi.

Dağlarda dağların kapıları gibi duran
Kayalara kapılır dururdum.
Mağaramsı kaya oluklarına bir kurt gibi sinerdim
Bir ayı gibi kükreyerek çıkardım.
Ateş yakıp insan olduğumu fark ediyordum.
Bu sefer mağara duvarlarına yansıya gölgeme karışıyordum.
İçimdeki adam göğsümü yırtıp çıkmak istiyordu.

Taşların altında bir dünya vardı.
Bir taşı yerinden kaldırsam nice böcek kaynardı.
Büyük taşların arasında yılanlar yatardı.
Köyümüzün mezarında mermer altında yatan dedemi düşündüm.
Kayaların içinde mermer blokların altında
Antik çağ yatıyordu
Yılanlar çıyanlar gibi dünya sanatçıları kaynıyordu.

Düşündüm Amerika’da toprak evler var mıdır?
Diye.
Keresteden inşa ettikleri evlerde çelik iskeletli evler hayal ettiler.
Başları göğe erdi Amerikalıların.
Bizde başımızı kaldırdık çok katlı gökdelenlere girmek için.
Merdiven altından çatı katına.

Aramızda yaşayan içimizden çıkan adamlar
Yeri oynattı bizlere bir medeniyet eyleyerek uygarlığı yarattı.
Biz filmimizi çekip oynuyoruz
Ama yeri göğü oynatıp hayatın filmini yaşanır kılan onlardı.
Kimdi onlar şimdi merdiven altında edebiyat yapanlar.
Uygarlığın mağaraları merdiven altları.
Yazı damıtanda var içki damıtanda var.

Evrenin bir köşesinde dünyamız dururken
Dünyamızda evrenimiz evlerimiz
Evlerimizin evrimiyle köşklerimiz
Karnımız yarıldı yerin karnını yaran adamlar çıktı.
Ata nesil hala devam ediyoruz.
Dağları deldik taşın içinden geçtik şimdi ateşin içinden geçiyoruz.
Işıktan filmlerin içine giriyoruz.

Naki Aydoğan
Kayıt Tarihi : 20.2.2025 11:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!