kanarken bir şair
yürek tezgahında örebilir mi gülen şiir
gündüzlerin yanaklarına yaş düştüğünde
düştüğünde gecenin karanlığına bir yıldız
umutlarım benden kopar
içimde darbe yapar acılar
bundandır gelinciklerin gülüşlerindeki yırtıklar
bundandır martıların sevinçlerindeki yamalıklar
bilirim her acının bir ilacı var
acılarımın ilacı sensin nazlı yâr
sevgi sıcaklığında erir sevinçlere yağan kar
yüreklere gelir bahar
bir insan kendini nasıl öldürür
düşmek istemiyorsan berbat hayatın tuzağına
savrulma sevginin uzağına
içinde acılar kudurur
hüzünler hep seni bulur
gözlerinden kayan her damla
gelir beni vurur
senin olmadığın yerde
benim için hayat durur
şiirleri ağlatan kadın
hüzün müydü senin adın
ben kapılarını yalnızlığa
kapılarını açlığa puştluğa açan
ve hep benden bir şeyler alıp kaçan
kokuşmuş günlerden geliyorum
geliyorum düşlerim uğruna sürgünlerden
razıyım acılarına hüzünlerine
yeterki sen de fırtına olma
yakanda ahım kalır
kâmil aydemir sevgisi bu
senden gelecek ölümü bile öpücük niyetine alır
hayatın hoyratlığında çok hırpalandı
kırık zeytin dalı sevdalı yüreğim
aramıza korku duvarlarını örme
seni salkım saçak seveyim
ne olursun beni umutsuzluk çukuruna atma
yarınlarımı karaltma
atmacalara yem olur düşlerim
dönüşsüz gider gülüşlerim
içimdeki notalar susar olurum lâl
işte yüreğim hep mutluluk şarkıları çal
kılavuzun olsun sevgim
hüzün okyanusunda bata
şiirleri ağlatma
hayat ağlar
aydınlıklar kara yazma bağlar
unutma acılar seninde yüreğini dağlar
rengini insandan alır hayat
her zaman adımlarını sevgiden yana at
gül bahçesi olsun gülüşlerin
cennetim memleketim gibi güzel gözlerin
uzağına düşme insanlığın
yaralarda olur izlerin
emek koksun terin
kanatları umut işlemeli güvercin yüreğin
kapılarını aşka sevgiye kapatan
ve şiirleri ağlatan kadın
acı mıydı senin adın
başaramasın diye sevgim sana da sevmeyi öğretmeyi
nasıl beceriyorsun
pırlantalardan daha değerli yüreğini
kör ve sağır etmeyi
böylesine korkman neden aşktan
sevmediğinle aynı yatağı paylaşmaktan
daha zor geliyorsa sana beni sevmek
kelebeğin kanadından dökülürken hayat
sen yalnızlığına sarılda yat
yakalamak istiyorsan güzel güneri
adımlarını aşktan yana at
al yarınlarımı yarınlarına kat
benim aşkım serçe gibidir terk etmez ülkesini
sen hiç dinlemez misin yüreğinin sesini
gülemesin kurutursan gönül bahçesini
çıkar artık üzrindeki korku elbisesini
hiç düşünmeden avucuna koyarım canımı ama
isteme benden sevdamın katilliğini
bir insan nasıl ölüdürür sevgisini
aldırmayacağım
içimdeki güzellikleri de donduran ayazlarına
umutlarımı kırıp döken fırtınalarına
beni diri diri yakan cehennemlerine
sevgimle hep yürek kapına varacağım
seni seninle barıştırmak
seni mutluluğun doruğuna ulaştırmak için
gerekirse önünde diz çöküp yalvaracağım
bana aşkı öğreten kadın
kalbimin çiçeği olsun mu senin adın
güneş misket oynarken gamzelerinde
diğer mevsimler geri durur
bahar olur bende
sen zamana güzelliğini giydirende
hınzır düşlerim malum yerlerinde
gözlerim dans eder kalçalarında
parmaklarım çiçek çiçek dolanır teninde
arzularım arzularınla halay çeker beyninde
varıp iki yalçın dağının uçlarına
hayatı seyretmek gelir içimden sevişme tadında
yangınlarım söner dudaklarında
ay yuva yaparken saçlarında
kalbimin çiçeği susabilir miyim koynunda
mutluluğum sensin hayat oyununda
sanmaki sen gidice bu sevda biter
beni hasretin avuçlarına bırakıp gitme
gidişin yağlı imlek olur boynumda
her gün ölürken bir şair
gülen şiirler bırakabilir mi ardında
Kayıt Tarihi : 7.11.2004 01:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
savrulma sevginin uzağına'
kalbimin çiçeği olsun mu senin adın, '
kokladıkca sen kokan sevda...
TÜM YORUMLAR (3)