Isigin daha öncesi gölgenin daha sonrasi zamanin daha sonsuzu yansimanin daha koyusu yankilanmanin daha vurgunu kivilcimin daha sargini caglayanin daha girdabi dalganin daha uc ve uzak boyutlusu, esyanin tabiatin nerde baslar nerde biterliligine dair kapsam genisligi kainat ve insan kadar anlam, deger, emek,fikir, düsünce, hayal, fedakarlik, sevgi, ahlak, bilgi, saygi, aidiyet, idrak, samimiyet, itibar ve sorumluluklarla tanimlanabilmenin bütün kazanim, deneyim ve birikimleriyle sayginligini bularak kendi öz kaynagindan devamliligini saglayan seydir hayat..
Aksi takdirde gözle görülür elle duyulur akilla idrak edilir fikir ve düsüncelerle yolu yordami ahlaki onuru hakki ve hukuku gönül seckisiyle süzülüp akil-mantik vicdaniyla muhasebe ve muhakeme edilen SOMUTLULUGUN olanca belirgin ve bilinen dünyasi terkedilerek, olmayan yere olmaz insanlar sesler renkler sezgiler varsayimlar suretler olaylar krgular hayal kirikliklari ve düssel kabuslar doldurup bosaltan; sanat, müzzik, siyaset, egitim, sosyete, moda, gida, algi, aliskanlik, tezgah, teknoloji, hüner, entrika, sihirbazlik, edebiyat, insan veya insana benzer uyusumu müsait carsi- pazar yorar ve yozlasir.
Bu yüzden, nasil ki ille yeni söz iz yol söylem eylem sanat siyaset ve siir-roman bulup bulusturmalara yasadigi hayatin bütün tanikliligiyla bir ve ait oldugu SOMUT toplumun hayat gercekliginden cikarak sanki hic bilinmeyenlerin icadiymis gibi hususi arayisa gittigi yerden beynini bilincini yüklenerek sevindirik bir hallerde Türkiye`ye dönen fal bakiciligi, yikim pahasi nereye varirsa varsin cok ilgi duyulup en cok gözde kalmalarin begenilmelerine yasamin gerceklliginden akil fikir vican ve sorumluluk yorarak degil, hayatin hep kenarinda kalanlarini icine dolduran ve karsiliginda hicbir sorumluluk ve yükümlülük almayan, gittigi kacaklardan karakter ayarlayip kisilik teminli dolgululugun piyasa uygunu verimliliklere göre insan uydurdu ve hayalini düsünü ezip bozdu isigin, gölgenin, sesin, siirin, sözün, yazinin ve diger diger hayat denen sanatin..
Bu yüzden kipkirli boya bulasigi duvar yazilariyla bütün kokusmus cürümüs gerilimini disa vuran sanayi merkezli süper METROPOL`lere tutsak uyusmus kalmis batakligin Madonna`si, Castin Timbirleyk`i, Leydi Gaga`si, CHrISTINE AGGULERASI ve daha nice nicesi, azgin sapkinlikta sinir tanimayan soyut toplum tutsaklik tezgahinda sürekli yasam KENARINDA KALANLARI icine doldurarak yigilmis yozlasmisliklara kendilerini yepyeni, cildirasiya ciplak, azami sapkin ve devamli deplek degisik pornog-grafiklik numaralar karisimlayip sergileyerek, örüp sergiledikleri viraneye tapinanlar üstünden kendilerini adeta dünyanin bugününe TANRILASTIRDILAR.
Icinde yasadigi ve yasadikca alisip kaniksadigi amansiz savaslara, silahlasmalara, yikimlara, talanlara, tecavüzlere, ihanetlere, isgallere, ölümlere ve zulümlere kayitsiz ilgisiz ruhsuz ve duyarsiz kala kala, kendine dolaysiz yönelen bütün sapkinlastirici ve canavarlastirici kafesleyip kusatmalara hicbir tepki vermeksizin benimseyip benzesen insan avlanmisligini her ülke özelinde kopyalanip cogaltilmis ORJINLERI bulunan Madonna`giller ve piyasasi pazari uygun uygun sair yazar siyasetci müzisyen yahut diger afyon arac gerec vesairleri vardi.
Solun yanina sagi koyarak bugünü isaretleyen büyük toplumsal parcalanmisliginin, Nazim namiyla henüz yenice kurulmus cicegi burnunda imar ve insaat halindeki Türkiye Cumhuriyeti`ni kendine yetersiz bularak gittigi yerden siire ancak merdiven dayayarak cikilabilen KALIPSIZ KAIPLAR cakmayi `sekizyüz otuzbes satir`la kapip kamyonlayip Türkiye`ye sevindirik bir sevindirik hallerde dayayip döseyenliligin, yeter ki adanmis tapinmislari cok olsun fakat sözkonusu kurdugu fantaziye göre `Toplum Kodlama` tanriciligi taslamasini anlayip kavrayani olarak isterse hic kimse olmasin niyet ve mantik güdümüyle, hayatin bütün kenarda kalanlarini adeta bütün aciya kesik sorunlariyla birlikte kutsayip yücelterek, her türlü ayrismis kopmusluga en cok da birbiriyle nispet yaristirici TARIKATLASAN ve SIYASALLASAN söz yazi sanat edebiyat cevrim carki atesleyip tutusturarak, yücelttigi kuyuyu kendine ilahlastiran zaman-mekan firsatcisiydi. Ve mevcut durumun asagidaki bütün yasam kenarinda kalanlari avlayip afyonlayarak depoladigi insan tutsakligina yukaridan daha yukarilara yükseldikce,` bize dükkan mi kapattiracaksin` din tüccarlarinin karsilikli pay hisse ve koz kapistigi Madonna`gillerden, Ne Ran Nazim`in farki vardi ne de Fazil Necip`in..
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta