_...bastan sona ve rastgelesiye hepisine tümüne, sadece `siir nedir ` ANTOLOJiK eprik- cürük tahtaravaliloss HAZIRKALIP dolgu cevapliliginin kendinden tatminkar soru sinirlamasina bagli ve bagimli degil, siire bitisik bütün sanat zerafet perde ses sergi salon yazi yayin bülten ilan duyuru cagiri anons kayit bildirim söylem meyil iletisim ve sunumlara dair bugünü düne rehin sultalayan bütün Hanimagalara ve Feristah Babalara _
Büyük hikayelerin asil toprak köken ve saglayicilari kendine kücük roller adlandirilip tanimlanan öznel-nesnel variklardir. Tohum gibi… ekini sacini harman edecek bin bir basak yol ve yolculugunun yasam sofrasini hem göze hem gönüle serip sergileyen ara gecisligiyle herseyin kendine pay ölcüp bicen donanimdan etraflandigi TOHUM –Cekirdek gibi…
Tohumdan cekirdekten özü esasi olmayan; kücüklügünü ve kücüklügüyle büyüterek büyüyemeyen; `Diger` kavraminin da hicbir ne kayda degerliligi vardir, ne de özenesi nesnesine dair ciddiye alinir ömemlilikle hususu yahut hikayesi. Bu yüzden, kol, yüz, el, dirsek, mimik, oynama, bükülme, ziplama, kimildama, kivranma,büzülme,hoplama, gerilme, cagirma, seslenme, duman tütütme, isaret fisekleme,cik dönme yahut dikey takla parentelenmelerle kundak cagindan yürüyüp gelen; merak ettikce de daha cok ihtiyac cogaltan; ihtiyac cogalttika da karmakarisik hale gelen bilinmezleri saplanip daha cok yalinlik ve sadeligi yasamsal zorunluluk olarak daha cok yeryüzü hayatina kendini ifade edemeyen yetersizliginin geregi daha cok SÖZE ve YAZIYA davranarak DOGALLIGI olmayan bir hayatin gercekligini kendi varligindan bildigi halde kapildigi kaybin LÜKS ÜNVAN plakalayan bagimliliklarindan kurtulamayip; her seferinde hurda egilimi gösteren dünyayi tamir etmeye kalkisip; her yeltenisinde bir türlü kurtulamadigi bagimliliklarindan dolayi SÖZÜ ve YAZIYI insan yasaminin kalibina buyuranina ve kurallarina sekillenilmedikce insanüstü, müsadesiz erisilmez kutsali gibi mayinlandi ve tahrip edildi EDEBIYAT dili ve SOSYO-KÜLTÜREL Edebiyata iliskin sanat müzik resim sinema mimari ahlak felsefe bilim egitim iletisim alani.
Bütün bir varlik yokluga dair dönen duran yürüyen veya beklesen ucsuz bucaksizligi sondan tekrar basa dönderen karanlik, kof, kati, yapay, silik, dar, düsük, kesat,kör, caresiz,verimsiz, kurak,kisitli, devamsiz örenlesmelerle sadece kendi kaliplastirdigi kendine bagli ve kendinden dogma tapinmisliga kapanip kilitlenerek sözü ve yaziyi saplantisina cakilip kalan DÜRTÜ GÜDÜMLÜ kalabaliklara TAPINAKLASTIRIP insan hayatindan cekirip cikarmak, sadece ay veya yildiz degil,topyekün kainat tutulmasinin ta kendisiydi. NAZIM -NECIP ikilik catistirarak vaziyetten durum cikaran buraya ait mimarinin, plani projesi sosyal -soyut dökümlerden makul TOPLUMSAL viranlasmayi ören ve örgütleyen, ünlü namli Sair –Yazar mütahit ve sirket sahibiydi.
Hani sen cikip dikileceksin dünya denen INSANLIK meydanina; özgürlük diyeceksin, yurttaslik diyeceksin, esitlik diyeceksin, hak hukuk sevgi saygi ve bilimum derli toplu dil tarih cografya hal yol durum ve yasama hakki kisinin kendinden baska kimsenin kullanim iradesi yetkisi ve keyfi degildir diyeceksin…sonra da bütün topyekün bunlari sana madde ve ciro eden SÜSLÜ söz ve yazi afyonlamalar aktarimlayicisi adanmislik ve bagimlilik moluzuyla kökten cekirdekten söküp tohumsuz topraksiz toplumsuzluk sifirlayip söndürdürdügün bitkisel koma sakinligine`TÜRÜNÜN EN BÜYÜGÜ` mabet ve mefta sutunlari dikeceksin…NAZIM-NECIP namli ünlülügünün ektiginden bictigi EDEBIYAT kurakligi bu corakliktan cöküp cürüyüp sürekli kendini dogurganliga ürün veren artik ve atik KÜTLE KALABALIGINA kapanip kilitlenen carkit bozuk devrandi.
Cünkü insan hayatini durumuna hakim oldukca sayginlik ve deger kazandiran merak güven idrak algi bilgi beceri anlam kavram mantik yorum cikarim düsünce özgürlük ve hele hele de SORGULAMA yetenegi, deneyim ve birikimlerle derinligine indigi bütün karisikliklarin ve kargasalarin üstesinden gelebilecek özgüven teminatini kaynaklar. Burayi hileli maskeli mayinli OYNAKLIKLARLA tüm bu hayatiligi köreltip sekline yahut görselligine HAYRAN KALDIGININ agiz artigi yahut yonttugundan dogurganlastirdigi kullanim kuklasi külüstürüyle insanligina dair yazidan sözden ilgiden iletisimden ve varlik gösterdigi bütün yasam duyarliligindan feragat etmek kusatilmisligina teslim alir.
Cünkü her yikici tahribat veya yitiklere ugrayan kayip, kendine ilisen her saldirganligin üste cöken cullanan karsi koyucu etkin arac gerec alan ve imkanlariyla tamir olunur veya arayisinin bedelini bulur. Sirf ililik –iyimserlik olsun namina poz kesen her türlü yasamdan kopuk, temelden yoksun, topraktan dayaniksiz, tohumdan yapay gercek disi soyut ve iceriksizlik soytariligi ise, bütün verimiligini ucundan baslayip sonunda varolani da batirip berbata carmihlayip cürüge cikaran derme catma külliyati korkunc kirilmalarin cöl ve corak gerilim-bunalim batakligina dönüstürür. Yani kendinde olana bedel gercekligin KARSILIKLILIK ilkesidir üretkenligiyle özgürlügüyle özgüveniyle kararliligiyla inanirliligiyla samimiyetiyle kavramiyla iradesiyle anlamiyla ifadesiyle ….insandan bahsettikce hali dili yolu yönü ilgisi iletisimi yazisi sözü, temsil ettiginin bizzat kendisi olan kabulün kayit ve kisilik karakterliligi. Yoksa BARIS dediginde bile zoraki imzalanan kabul, aslinda icerigini bambaska ( yenilgi yahut zafer) kavramlarda karsiliksizligini maskeleyen poz ve piyasa evrakidir.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta