Büyüdükçe kaplar içini sis,
Bu artık çocukluk değil sus.
Çocukluğuna,
İnemeyenin vay haline vay haline,
İnip de yükselerek çıkamayanın ah haline vah haline...
*
Eeee dedi adam,
Kadın anlatmaya devam etti,
Derken,
Kaçtı çocukluğuna,
Haaaa bir de
Babam bize kırık leblebi alırdı,
Kırık nedir bilmezdik,
Toz eder yerdik dedi...
Adam anladı kadının ömrünce kırılmışlığını,
Hatıralar silsilesinde.
Bandı nice kırılmış yüreğini,
Kadının yüreğine..
Vay haline çocukluğuna inemeyene,
Vay haline dedi..
Adam kırılganlığı ile öptü kadını,
İki kaşının arasından.
Sordu kadına,
Eee düğün davetiyemiz için buldun mu bir söz,
Mahzun kadın yok dedi..
İstek parçası yazarcasına,
Çekti peçeteyi önüne,
Aldı kalemi eline adam.
Bu mutlu günümüzde,
Gelin bembeyaz,
Damat tertemiz çocukluğunu giyecek,
Tüm konuklarımız da bir günlüğüne,
Çocukluğunu giysinler üzerine...
Takı yok,
Kaynana yok,
Elti görümce yok,
Kayın yok,
Dayın yok...
...
Mutlu günümüzde çocukluğunuz
Mutluluğumuz olsun.
*
Eh...
Sonrası büyümek,
Büyüdükçe kirlenmek dedi kadın...
Kayıt Tarihi : 29.3.2023 21:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!