Şiirimizde Ölüm Teması Şiiri - İlhami Bulut

İlhami Bulut
413

ŞİİR


19

TAKİPÇİ

Şiirimizde Ölüm Teması

Her canlı ölümü tadacaktır, bu ilahi hüküm; her daim, boynumuzda asılı bir ferman gibi durmaktadır.
Her an görevli melek (Azrail) tarafından hayat sandalyemiz tekmelenebilir.
Hayat meşakkati, gözü karartan aşk ve sevgi gibi olgularla cüret bularak; ölümü unuturcasına hayata sarılırız.
Başımız hafifçe de olsa; bir yere çarptığımızda ve/veya buna benzer, rahatsızlık gibi ölümü hatırlatıcı nedenlerle aklımız başımıza korkuyla büzülerek toplanı verir hemen.
İbret isterseniz ölüm yeter diyen Kutlu Peygamberimiz; ayrıca, yarın ölecekmişsin gibi ahirete, hiç ölmeyecekmişsin gibi de; dünyaya çalışacaksın düsturunu şiar edinmemizi istemektedir.
Şimdi gelelim ölüm vakasının şiirimizde nasıl su yüzüne çıktığına;
Hemen her şair ölüme yer veren bir şiir kaleme almıştır,
Ölüm teması dini ve inançsal mülahazalar hariç en kesif şekilde şiirlerde yer alır.
Öyle ki; şairin öykünmesi ile yaşamında paralellikte görürüz.
Mesela, bilinen şairlerimizden: ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN; 23 kez intihara kalkışmış; bu arada çok sayıda da ölüm temalı şiirler kaleme almıştır.
*
İnsan bir kere oluyor ne fena
Bu düzeni değiştirmeli
Bir kere yaşamalı
Çok çok ölmeli
En büyük kederler bizim için
*
NECİP FAZIL KISAKÜREK’te ölüm daha başka bir ifade bulur.
*
Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber
Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun.
*
NAZIM HİKMET ölüm için şöyle seslenir.
*
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde
hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
*
DİDEM MADAK
*
Bir süredir kayıp
Dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya
Ölüm çok iri bir sözcük değil bayım.
Kasımpatları kadar acı kokuyorum
*
ATTİLA İLHAN’ın Ölüm Yasak, YAHYA KEMAL BEYATLI’nın Rindlerin Ölümü, MEHMET AKİF ERSOY ‘un Mezarlık. AHMET HAŞİM’in Ölmek Şiiri.
İSMET ÖZEL’in; Ölüm Kere Ölüm Ölüm Kare, yine ERDEM BEYAZIT’ın, Ölüm Risalesi; MELİH CEVDET ANDAY’ın Ölüm isimli, CAN YÜCEL Ölüm ve Oğlum,
RECAİZADE MAHMUT EKREM’in Oğlunun ölümünü işlediği Ah Nijat Şiir, SEZAİ KARAKOÇ’un, Galeri, FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA…Ölü, FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL’İin; Ölümü Hatırlatan Kadın, CEMAL SÜREYA ..Ölüm..hemen hemen tüm şairlerimiz bu minval üzere şiirleri kaleme almışlardır.
Biz de naçizane;
*
Çeker ömrü zaman gün perde perde
Şu tümsek alana düşen resmimden
Şimdi can evimden kim bilir nerde
Sönecek mum gibi yırtar gölgemden….. demiştik.
*
Edebiyatımızda iki şairi vardır ki; bunlar ölümü zıt yönde en etkili bir şekilde işleyen iki şairimizdir.
Birisi; CELALEDDİN-İ RUMİ (MEVLANA) diğeri ise CAHİT SITKI TARANCI’dır.
*
Sözünde durmadı mavi gökler;
Gün kararıyor gitgide ölüm.
Akşam yeli nedameti söyler;
Nedamet yer etti bende ölüm…
*
Derler ki; Şairimiz Tarancı’nın babası; şair henüz çocuk yaşta iken; korkutmak için yüksek bir pencereden yere sarkıtmış, bu olaydan sonra ölüm korkusu ile yaşamıştır.
Şiirlerinde ölümü çok ağır bir bedbinlik, yok oluş ve nedamet olarak işler ve şiirlerinde yer alır ve öyle de düşünür, öyle ki, hani denir ya; anasından doğduğuna bin pişman;
Otuzbeş Yaş Şairi Tarancı ayrıca ‘ÖLÜM ŞAİRİ’ olarak ta nitelendirilmş, ünlenmiştir.
Ölümü tamamen yok olmak olarak telakki ederek, aşırı karamsarlık içinde idrak etmiş, ömrünün son dokuz yılını yarı felç halde maalesef yatakta geçirmiştir bu şairimiz.
Öte yanda MEVLANA ise;
Bakın ne diyor:
Akıl bütün gidilecek yolları bilse bile, gene aşk yolunu bilemez, şaşırır kalır.
Aşk Yolu. İşte bu yol.
Ölüm= Şebi aruz; kavuşma, düğün günü
İşte kurtuluş reçetesi bence bu.
Biraz şahsi yoruma izin verirseniz demek isterim ki; hayatta imrendiğim tek servet bu idedir işte.
Buluşma randevusu gibi heyecanla bekleme, ölümü, hayatla sevişerek karşılamak, güzel mi güzel olsa gerek.

İlhami Bulut
Kayıt Tarihi : 12.3.2025 13:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İlhami Bulut
    İlhami Bulut

    Mediha Biyik
    Yaklaştıkça adım adım yoluna
    Gönlüm kayar şu musalla koynuna
    Asılır isim yaftası boynuna
    Düşer kollar kalkmaz iki yanına
    Saramaz can, canını cananına.
    Sevenlerin gelir ama dil dönmez
    Gülümseme ister gönül ruh gülmez
    Gözün feri gider sanma mum sözmez
    Dalar günün karanlığın koynuna
    Uzatırlar salda boylu boyuna.
    Sanma ayrılıktır bunun sonrası
    Bir hasret ki sevgiliye vuslatı
    Gönderirler Burak ile Beratı
    Alır gider son seferin yoluna
    Mevla merhamet eylesin kuluna...
    --
    KADRİYE ÇAKIR

    Hayırlı huzurlu akşamlar hocam Rabbim hayırlı bir ömür hayırlı bir ölüm nasip etsin inşallah inna lillâhi ve ınna ileyhi raciun Allahtan geldik Allaha döneceğiz Elhamdülillah Âmin Rabbim imanlı ve ihlaslı yaşamayı nasip etsin inşallah Rabbim son nefesimizde kelime-i tevhid söylemeyi cümlemize nasip etsin inşallah hocam selam ve dua ile kalın Allaha emanet olun inşallah hocam iyiki varsınız
    *
    Duyguların Şairi Ömer Tural
    Aramızdan ayrılan üstadatlarımıza Allahtan Rahmet dilerim. Bunların sözlerinde bir anlam yok diyemeyiz. Anlayamadığımız yerde tekrar tekrar irdeler Çok anlamlar çıkarırız. Bilmiyorum Belkide sıradan bir şairde olabilir Belkide matrak olarakta söylemiş olabilir. /////Ölüm seninin için kurtuluş, işsiz mişsiz Mehmet////İşsizlik bir insan için ölüm kurtuluş elbetteki olamaz,ama Bağzı sıkıntılar vardır Çözüm olarak insan ölümde umut aramakta, ölümü umutla beklemektedir. Diyeceksinizki nasıl bir dert. Pencereden dışarıya baktığımızda koşuşturan insan yığınında kim bilr kimin ne derdi vardır. Ölümü konu alan dizeleri şairleri toplamak elbetteki büyük bir emeğin eseridir. İlhami BULUT hocamıza saygılar selamlarımla.
    *
    Nermin Akkan
    ÖLÜM
    Ölümü kucaklayıp her gece
    Veda ediyorum yaşama
    Bilinçli egzersiz
    Yatış belirliyorum istediğim kalkışa göre
    Zulamda dizeler herkese
    Hakettiğince
    Hınzır gülüşler
    Oh vah tüh ya a yo
    Ünlem ünlem üstüne
    Bazıları kahkaha attırıp yatışımı bozduruyorlar
    Sıratta karşılaşıyoruz kimiyle dilinden asılmış
    Sır sır döküyor kimden ne duymuşsa
    Göz göze geliyoruz
    Parmaklarım sinkaf
    "Hadi ya! Daha dün lafını etmiştik"
    Dudak okuyorum
    "Kalu inna lillahi ve inna ileyhi rajiğun"
    "Güzel dostlar biriktirmişim" damlıyorum yastığa
    Şuaraya kayıyor gözlerim
    Üstad yalamaları
    Yastık şaireleri(!)
    Oğlancı
    Sübyancı
    Seyis
    Posta beygiri
    Cepçi
    Tel tef zilci
    Öfff midem bulanıyor
    Öpüyorum alnından Azrail'i
    Kitaplarımı yok basıyor
    Ayrıksı şiirlerin tümünü yamayıp bana burnu Kaf'lı yayınevleri
    Anma günleri
    Etkinlikler fora
    Adıma
    Ne işime yarayacaksa mizanda
    Ah aşk
    Asılı başımda
    Kaç kara çalı taşımda
    Papatya
    Hercai
    Gül
    Baykuş ötüşlü bülbül
    Çocuklarım üç öğün hazır
    Birkaç gün
    Helva Yasin Tebareke derken
    Hesaplarında emekliliğim
    Varolasın anneciğim
    Sen de anne
    ... niye
    Ceren'i cevaplıyorum içimden içimden
    "Ha üstte ha altta Ceren
    Ölüm dediğin yaşamsal serüven"
    Kucak kucak ölüm
    Aşk aşk gülüm
    Tövbeyle çok oyalanmıyorum
    Sebep süreç sonuç sürecinin en şahidi kendisi olduğundan Rabbim
    "Emanetim sana
    Emniyetim sen
    Eminim ben" diyor
    Salıyorum beni bedenimden öteye
    Seviyorum ölümü
    Yaşam kadar en az
    Ne haz ne haz
    Ben'in Ben'e dönmesi
    NA
    Bu da benim ölüme bakışım üstad. Rab'bim rahmetiyle sarmalasın İnşallah hepimizi mekanımız cennet olsun.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)