şiirdeki yüzün nasıl güzel,
görsen sen bile kıskanırdın.
öyle mahcup öyle çocuk
ve yaşın daha ya onbeşe yakın
ya da onbeşi biraz geçiyor...
ellerin boynun yüzün bembeyaz,
ay sanki pay edilmiş vücudunda...
nedense hep şiirin onbeşinci katında oturuyorsun.
merdivenleri şiirden,
ne iniliyor ne de çıkılıyor,
dizeler yoruyor dizlerini adamın...
çalacağım çoktan kapını,
ne zili var ne de tokmağı...
şiirden yarattığım bu sehrin
açılmayan pencereleri,
çıkılmayan sokakları var,
kimsenin gezmediği caddeleri
ve şiirden mezarlığı tek dua edeni ben.
binlerce kez gömdüm,
şiirlerde büyütüp öldürdüğüm seni...
cennet gibi bir şey bu şiir,
hani ne dilersen o olurmuş ya.
yani seni dilersem sen olacaksın yatan,
göğsümün üstünde sonsuz zaman.
istemesen de sen,
ama habersizce dizelere kıvrılan...
istemem öyle huri falan filan,
onbeşindeki sen ol cennetimde yeter.
ne dilersen değil,
ne hayal edersen olacak orada...
şiir gibi, şarkı gibi,
kavuşursak cennet,
ayrılırsak cehennem olur ancak.
yaşamak yalan, ölmek yalan.
evet yalan dünya bu, yalan
ne kadar susasan da
gürül gürül akıyor ceşmelerinden yalan.
kavuşmak da yalan ayrılmak da...
Kayıt Tarihi : 18.8.2020 14:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!