Şiirde Üslüp Şiiri - Atila Yalçınkaya

Şiirde Üslüp

Edebiyat ve sanatın güzel bir yüzü olan şiir, yeri geldiğinde fırtınalar kopartacak, heyecanları artıracak, hamaset duygularını yükseltecek aşkı sevdayı anlatacak ve haykıracak nitelikte ve güçtedir.
Aynı zamanda şiir, kişiyi duygu anaforlarına sürekleyerek,kişinin ruh halini karadeniz havası gibi halden hale sokabilir,Bugün milletlerin Milli marşları şiirin bir başka yüzüdür. İnsanlar, yüzyıllar boyu bunları dinledikçe yine duygulanır, ilk defa duyuyormuşcasına dikkatlice dinler ve heyecana gelir.

İstiklal Marşımız ın bir kıtasında;

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Bu kıtada Büyük Şair Mehmet Akif söylemek istediğini en veciz ve kararlı bir üslüpla haykırmıştır.

Çecen marşı şu şekilde dile gelmiştir.

Gece kurt yavrularken çıktık dünyaya
Sabah kükrerken arslan, ismimiz konuldu
Lailahe illallah

Kartal yuvalarında analarımız emzirdi
At üstünde kavgayı babalarımız öğretti
Lailahe illallah..................

Yakın tarihimizde büyük bir zülme soykırıma maruz kalan kahraman ve imanlı insanların Vatanı Bosna Hersek in Milli marşında şunlar dile getirilir.

Allah ın mavi arşına,
Mabedlerden tekbirler yükseliyor.

Bunlar ülkemin şarkılarıdır.
Tüm ovalar dağlar bunu haykırıyor.
Kanlı toprak üzerine kurulmuş,
Sevgili Bosnam benim..

İki gözüm gibi korurum seni,
Çünki ben senin oğlunum senin,

Tunadan altın tohum,
Drina da mavi şafak,
Neretva da güneş batarken,
Sava ovaları yayılır..................

diye devam eder.

Birgün bu güzelliklerde şiirler yazabilme hayaliyle şiir yazmaya gayret ediyorum desem yalan olmaz, şiir yıllar sonra dinlediğimizde de bizlere haz veriyorsa şiirdir..Bu kadar laftan sonra,meramımı arzedeyim.
Biz Muhabbet fedaileriyiz husumete vaktimiz yok prensipleri ile daima Marifetullah, Muhabbetullah edalı besteler,Efendiler Efendisini bize hatırlatan naatlar, hep aşka sevdaya dair, ve Kitabı Kebiri Kainatı temaşa ederek gönlümüzde birikenleri, inancımızı kaleme dökerek hep barışa hep sevgiye hep ileriye dönük yüzümüzle şiirler, besteler, kasideler, ilahiler, mısralar, dörtlükler, karalamalıyız.