Şiir; bireysel/ırasal ve toplumsal iç içeliğin ses, renk, koku, müzik,biçim, ilişki …vb. gibi kışkırtıcı öğelerle şair özne içinden geçerken kazandığı imgesel ve çağrışımsal yapı olarak dibe çökmesi.
Böylece de “iki tarafın” hem göreceli bağımsızlığından, hem de birbirine yaşamsal “muhtaçlığından “ söz ediyoruz.
Maddesel elle tutulurluğu dış kabuk olarak adlandırabilirsek, özsel / öznesel öğeleri de çekirdek olarak düşünebiliriz.
Şiirsel söylemin yapı taşından söz edenler bu mağmayı imliyorlardır.
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Devamını Oku
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta