Siir Üzeri Hanimagalar ve Feristah Babal ...

Seyfi Karaca
5083

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Siir Üzeri Hanimagalar ve Feristah Babalar 11

Roman Sinema Resim Mimari Sergi Sunum veya Siir`i siradan, dolaysiz, önkosulsuz, engelsiz, vizesiz, filitresiz hicbir HÜKÜMRANLIK SULTASININ özel keyfine bagli ve bagimli birakmayan ÖZGÜRLÜGE ve ÖZGÜNLÜGE inanip güvenemeyen Necip-Nazim ORTAK KAFADARLIGI, siradan insanlarin toplumsal gercekligiyle ele alinmasi durumunda kendilerini BÜYÜK Sair-Yazar olmaktan alip cikaracagi icgüdüsellikleriyle hep KILISE TAVANI veya SARAY YAVRUCUGU duvari `yüksek sanat yapma` egilim düskünlügüne bulasiklayip boyayan, asli esasi yoklugun kendi kafalrindakine varolan insan ve toplum gercekligini ayarlayip UYDURMA tipinde olay ve insan modeli yontup tiplestirirler.
`Davet` siirinde Nazim :
“ Kapansin el kapilari bir daha hic acilmasin/ yok edin insanin insana kullugunu,/ bu davet bizim/ Yasamak bir agac gibi tek ve hür/ ve bir orman gibi kardescesine “
……..dizelerine söz yazip dilek tutarken, sadece kaliplasmis ve tekrari bol dilden dile süprülüp dökülen fakat yasadigi TÜKETIM dünyasina sürüklendikce de hic kimsede karsiligi olmayip hic bir yere hicbirsey ifade etmeyen SLOGAN SOYUTLASMASI; senligi samatasi bol, asvalti süsleyen tabela gibi agzinda kurcalayip dolandirana anlik ve saniyelik gelip geciciligi adreslendirir. Oysa ki siirin yazildigi yillarda SOSYALIST diye bilinip taninan dünyanin bir yarisinda, Nazim Hikmet`in tüm hayatini adadigi sözümona dünya kardesligi ve esitligi yasanmasi gereirken, sayisiz kimlikte insan toplum ve topluluklari, EL KAPILARINDAYMIS gibi SOSYAL MASKE altinda esir hayatlar yasiyordu…
`Memleketimi Seviyorum` siirindeyse Nazim Hikmet :
„ Memleketim /Memleketim ne kadar genis :/ dolasmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana/ Edirne, Izmir, Ulukisla, Maras, Trabzon,Erzurum/ Erzurum yaylasini yalniz türkülerinden taniyorum/ ve güney/ pamuk isleyenlere gitmek icin/ Toroslardan bir kerre olsun gecemedim diye/ utaniyorum“
….hakkinda ucun kiyin ancak gercekligini bildigi MEMLEKET TÜRKIYE` sinin, dop dolu ve gezip dolasmakla bitmeyen toprak ve insan zenginligi kaynaklarini tamamen buraya ait olmayan yapay YOKSUL bir SIYASI DÜSÜNCE kadrolasmasiyla rehin olarak en uzak ve en yabancil yaklasimlarla yasamsal eksigini düzeltmeye kalkismak, tanik oldugu ülke gercekligini sevdigini idda ettigi kadar, ayni zamanda umursamayip es gecmekten baska bir sey degildi.
Bu yüzden `kasalariniz,vurgunlariniz,hesaplariniz cüzdanlariniz ve it gibi sokakta titreyip acliktan ölmekse vatan, Nazim Hikmet vatan hainligine devam ediyor ` dedigi siirinde her hangi söz dolambacindan dönderip kivirirsa kivirsin üstüne yaftalanani günlük algilarla agip dönen yasan güncesinde oldugu gibi nakaratlayip üstlenen Nazim; `Gezi`baslikli kurgusal kalabaliklasmalarin da üstlerine bindirilip yaftalanan `Capulcu` lugu harfiyyen benimseyip kendilerine markalastirmalari, birebir ayni atölye icadi, siyaseten cok kullanisliga elverisliligin ürünüydü.
`Sekizyüzotuzbes satir kapsamiyla Salkim Sögüt`te Nazim Ran :
„ Rüzgar kanatli atlilar gibi gecti hayat / Akar suyun sesi dindi / Gölgeler gölgelendi / renkler silindi / Siyah örtüler indi / mavi gözlerine / sarkti salkimsögütler/ sari saclarinin/ üzerine / Aglama salkimsögüt / aglama / kara suyun aynasinda el baglama/ el baglama / aglama !“
……daha ziyade etkilendigi Yahya Kemal Beyatli`nin yalinkilinc ve atlilarla cenge tutusan Gecmis Tarihe Iz Düsümü siirlerinden cok sey alip koparan NAZIM, oradan alip kopardiklarini nal sesleri ve toz duman yikinisleri dahil tüm olus bitisiyle kendi kafasindaki HAYALPERESTLIGIN cephesine ve cengine eyerleyip ordugahlastirarak, hic o güne kadar yasanmamis ve bu güne kadar da yasanmamis olan birden biresine SOSYAL PATLAYISIN kendinden ibaret olus bitisini yaz-bozlar.
`Yasamaya Dair` baslikli dizelerdeyse Hikmet Ran:
“ Yasamayi ciddiye alacaksin/ yani, o derecede. öylesine ki/mesela kollarin bagli arkadan, sirtin duvarda, /yahut kocaman gözlüklerin, /beyaz gömleginle bir labaratuarda,/ insanlar icin ölebileceksin / hem de yüzünü bile görmedigin insanlar icin/ hem de hic kimse seni buna zorlamamisken,/ hem de en güzel, en gercek seyin/ yasamak oldugunu bildigin halde,/ yani öylesine ciddiye alacaksin yasamayi “
…..her kosulda ve hicbir sorgulamasini yapmaksizin vara yoga gerekli veya gereksiz kendinden beklenmedigi halde bile ve bulasip ilistigi durumun hicbir ihtiyac bildiren talebi olmasa dahi, kendine SERÜVENCI bir yasam öznesi giydirmeyi HASTALIKLI ve TAKINTILI zor duruma sokmuslugu karsilayip cevap vermek icin, hayatini harcayip FEDA ETMEYE saplayip sabitlestirmislige kurdele keser ve madalya takar gibidir bu siirinde Nazim Ran..
Oradan devamla da:
“ Diyelim ki hapisteyiz / yasimiz da elliye yakin / Daha da onsekiz sene olsun acilmasina demir kapinin / Yine de disariyla beraber yasayacagiz/ Insanlari, hayvanlari, kavgasi ve rüzgariyla, / yani, duvarin arkasindaki disariyla / Yani, nerde olursak olalim/ hic ölmeyecekmis gibi yasanacak “
…..icinde bulundugu yokluga cirasiz isiksiz carpip dönen gel-gitler savrulusunu daha cok karamsarlikla bunalmis ve bulanmis bir yerden dik ve diri tutmaya cirpinan, halen bir yerlerden parlayip gelecek olan GÖKSEL bir ayin ilahiligi gibi SIYASAL SÜSLÜ tabloya kendini kotarilmis KAHRAMAN müneccimliginde hic esirgemeksizin; zalimin celladin sömüücünün yagmacinin katilin ajanin hainin …en azgin insanlik sapkini bile olsa, eger isminde` insan`kütügü yaziyors üstünde durup egildigi insan tipine hicbir sorumluluk irade secim ve hüküm hakki tanimaksizin ugruna HAYAT HARCAMAYA DEGER vaiz ve akildanelikler esip üfürüyor, `Yasamaya Dair`de Ran Hikmet Nazim.
`Günesi Icenlerin Türküsü`nde Hikmet Nazim :
„ Ben de ictim toprak canaklarda günesi /Ben de söyledim o türküyü !/ Yüregimiz topraktan aldi hizini;/altin yeleli aslanlarin agzini/ yirtarak/ gerindik !/Sicradik; /simsekli rüzgarlara bindik ! /Kayalardan/ kayalarla kopan kartallar/ cirpiyor isikta yildizlanan kanatlarini /Alev bilekli suvariler kamciliyor/ saha kalkan atlarini/ Akin var / günese akin !/ Günesi zaptedecegiz/ günesin zapti yakin !“
……biraz m Mozart, biraz Sekspir, biraz Odeseus Ilyada…icine karistirmadigi hicbir DÜS KURUMU erzak ve maleme birakmaksizin kendi toplumuyla uzaktan yakindan ilgi, bagi, yakinligi, samimiyeti ve alakasi olmayan UCUK-KACIK tiyatral bir kokteyli hamurkarlayip yalnizca kendi kafasinda pariltisini bulan CERYAN ALTINDA depozit olmusluga Fiyaka sunan asilsiz-gerceksiz SAFSATA`yi kuvvetle inanip baglandigi ve kendine bakildigini sandigi siyasal panayira, hurrasi cok aferinlesmek icin suni ve yapay toplum hali sergileyip sunma derdindedir bu siirinde Ran Nazim.
`Kiz Cocugu` dizelerinde :
„ Hirosimada öleli/ oluyor bir on yil kadar/ Yedi yasinda bir kizim/ büyümez ölü cocuklar/ …………….“Caliyorum kapinizi / teyze amca bir imza ver/ Cocuklar öldürülmesin/ seker de yiyebilsinler „
………..ne ilginctir ki Amerikan sömürgeciliginin Ikinci Dünya Savasi`ndan sonra oturup basbasa anlasarak kendilerinin de birebir dahli olduklari ve HITLER`den kalan savas ve ölüm mirasini paylasip bölüsürlerken JAPONYA`da felaketin ne büyük bir cehennem derinligi oldugunu sinandi ve denendi. Ortaya salinan KORKU salgini aslinda icat edilmis silahlarin en büyügüydü ve hic savasmadan tüm dünyayi IKIYE BÖLEN isgalciligin talan taciz kusatma dayatma sürgün vahset dehset yoksulluk sefalet saldiri bölünme parcalanma ve catismalarini kendiliginden kabule zorlayan BLOKLASMASININ ikisinden birini NAZIM, körükörüne adanmis militani olaraktan YERYÜZÜNÜN KURTULMASI GEREKEN CENNETi olarak görüyordu. Yukardaki siiri yazdigi siradaysa kiyaslanamayacak derecede icinde sayisiz isgalleri barindiran SOVYET; en cok da yeryüzünde yürütülen IKILIKLIGIN Soguk Savasi`na gerekli gereksiz ÖLÜM kiskirtiyor ve amansiz derecede ATOM üretip deniyordu. Nitekim Cernobil`de hususi atilmis bir Atom bombasi yoktu ama, oradan sürüklenip gelen ve insanligi hice sayan laf calkantisindan ibaret SOSYAL icerikli sahtekarligin kücük kiyametinden patlayip püsküren HURDA`liga dair tek kelimelik ne söz etti, ne de siir süslediydi oralarda görüneni görmezden gelerek ömrü gezip tozan RAN NAZIM.
……..Devam Edecegim…….

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 11.1.2019 20:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Seyfi Karaca