Şiir-şair-aşk.. Şiiri - Seyfeddin Karaho ...

Seyfeddin Karahocagil
641

ŞİİR


33

TAKİPÇİ

Şiir-şair-aşk..

..................................Şair-Şiir-Aşk..

Böyle bir konuda fikir beyan etmeyi hiç ama hiç düşünmemiştim.Hele de aklımızın dibi kalmışken. Ama Antolojide çok saygı duyduğum kardeşlerimden bir kaçının ısrarı beni buna biraz da mecbur kıldı.
Genç yaşlarımızda bu tip fikirler tartışma haline, daha sonra münakaşa şekline dönüşür ve hatta birtakım dargınlıklara ve kırgınlıklara bile sebebiyet verirdi..
Benim fikirlerime zıt da olsa fikir çeşitliliğini severim. Gönül kırmaktan sa susmayı tercih ederim.

Şimdi bütün kardeşlerimden istirhamım şudur.
Eleştirilerim içerisinde şahıs yoktur.Her şahsa saygı duyar ve severim. Yani kötüye değil kötülüğe, Yanlış yapana değil yanlışlığa karşıyım. Bütün sözlerim böyle anlaşıla. Ben, bana göre olanı söylerim. Herkesin kendi doğrusu da kendine aittir. Kimse kimsenin doğrusunu kabule mecbur da değildir.

Bence Şiiri ve şairi aşk oluşturur. Aşk yoksa şiirde şairde yoktur.
Öyleyse önce aşk nedir? Diye düşünmek gerek..

Aşkın kaynağı İlahidir..
Ne var ki Behimi dediğimiz aşk, gerçek aşkın ilk basamağıdır.Yani çoğunlukla iki karşı cins arasında başlar. Hedef vuslat gibi görünse de, Vuslat aşkın ölümüdür.
Mesela Tarihi seyri içerisinde anlatılıp gelen, Mecnun-Leyla, Ferhat-Şirin, Kerem-Aslı ve bunun gibi nice aşk öyküsünün sonunda vuslat yoktur.Bunun için de ısrarla diyorum ki Zamanımızdaki aşk anlayışı aşk değildir. “Aşk yapmak” “Aşk yaşamak” Gibi tabirlerin aşkla hiç bir ilgisi yoktur..Aşkın çoğulunu bile yazanlara söyleyenlere rastladıkça hayret ediyor insan.. “Aşklarım” İfadesinin aşkla ne alakası olabilir? ..Aşkın en önemli şartı sadakattır.. Aşklarım diyen kimsede sadakat aramak mümkün mü. Buna “Hüseyin Rahmi” Bir romanının ismiyle ad koymuş; (Şıpsevdi) diye..

Vuslat olmayınca ne olur.
Kişi aşk ateşiyle pişer pişer olgunlaşır ve gerçek aşka erişir. Leylayı unutur Mevlayı bulur. Yunus gibi, Mevlana gibi. İşte o zaman şiir şiir olur, şair de şair olur.. Sevdiğini yaratan için ve yaratandan ötürü sever. Sevgisi o kadar büyür, o kadar genişler ki Çiçekten böceğe, insandan hayvana kadar her şeyi kapsar. Çünkü gördüğü her şeyde bir ilahi hikmet ve Rabbani iz bulur..Yaratılmış her şeyde bulduğu güzelliğin o güzeller güzelinden bir huzme olduğunu sezer.
Bu sezgi ile de Mansur gibi kellesini verir..

Aşkı bu şekilde, yani tasavvufi bir şekilde özetledikten sonra şiire geçebiliriz
Her şair aşkı nasıl anlarsa, şiirine de öyle yansıtır..Kimi kendini, kimi yarini kimi de birini yazar..

Her şairin bir şiir tarifi vardır derler. Her ne kadar kendimi şair olarak görmesem de benimde bir şiir tarifim vardır. O tarifi yazmadan önce Bir hatıramı nakledeyim.
Balıkesir'in Dursunbey İlçesinde “Suçıktı” Şiir etkinliğine katılmıştım. Merhum Akif İnan Beyefendi ile Bir köşede Birkaç şair dostlarla hem çay içiyor ve hem de zamanımızdaki şiir akımlarını sohbet halinde dile getiriyorduk. Yanımıza genç bir kardeşimiz geldi. O da bu sohbete katıldı.
-Ben şiirde mana aramam, Yapısına, şekline önem vermem hatta amaç ta aramam.ben Rusça bilmem. Ama bir Rus şairinin şiirini severek Rusça okurum ve ondan haz duyarım. Deyince ben hayretle:
-Gerçekten şiirde mana, maksat aramaz mısınız?
-Aramam.
Ben o zamanlar şiiri bırakmıştım.
Desene kardeşim ben tam zamanında şiiri bırakmışım..Dedim.
Akif İnan Bey:
Olur mu öyle şey. Manasız, amaçsız şiir dedi azarlı bir ses tonuyla.
Ben:
O zaman sizce şiir nedir? Diye sordum. Cevap yok..
Sonra gördüm ki gerçekten şiirde mana, mantık, yapı, maksat aramayan bir akım varmış. Yani eskilerin: (Elmâna fi batnişşair) Dedikleri cinsten..
Amasya'da bir dükkânın önünden geçerken beni tanıyan birisi:
"Hocam" diye seslendi. "Buyurun bir çayımızı için" dedi.Davete icap edip gittim. On on beş kişilik bir kalabalık ellerinde bir küçük kitap dolaşıp duruyordu. Merak ettim. Ne olduğunu sordum. O beni davet eden kardeşim: "Hocam sizi asıl bunun için yolunuzdan ettik." Siz şairsiniz ha bu da şiir kitabıymış. Okuduk ta hiç bir şey anlamadık. Allah aşkına bir de siz bakın. Bu ne diyor.?" Ben "Kendisine sorsanıza" deyince; "Sorduk." "Ne dedi?" "Bu şiirler çağdaş şiirdir deyip geçti gitti.
Doğrusu ben de hiç bir şey anlamadım. Daha sonra da Antolojinin Güğnün şiiri bölümünde günün şiiri olarak paylaşılan bu tip bir çok şiire rastladım. Dayanamadım Antolojide ki sayfama şu şiirimi astım.

Hani Şiir, Neye Dair...

Olmak için Çağdaş şair
Doldu taştı dağ taş şair.
-

Hani şiir, neye dair?
Deme hayır ve de sair
"El mâna fi batnişşair."

Yapısı yok, kapısı yok
Sapısı yok, çapısı yok..
Mâna, maksat hepisi yok..

Hani ayak nerde uyak
yap bir kıyak biz de duyak
Günlük şiir cıyak cıyak..

Sor olan ne, var olan ne?
Yor olan ne, zor olan ne?
Popülermiş; gör olan ne...

Vezin mezin nedir sezin
Biraz ezin, boşa gezin
Hadi canım siz de yazın..

Pek cahilsin, müdahilsin,
Na ehilsin kim ne bilsin
Bir kere çağdaş değilsin..
...................................

Şiir bu ya sorulmazmış
Mâna maksat görülmezmiş
Öyle kafa yorulmazmış..

Bak ta gör günün şiiri
Olur mu dünün şiiri
Duydun mu şu ünlü var ya
İşte bu onun şiiri...

Seyfeddin KARAHOCAGİL

Kim olursa olsun ve ne yaparsa yapsın, Ne yaptığını, niçin yaptığını, neden yaptığını,nasıl yaptığını ve hatta nerede yaptığını bilmek zorundadır diye düşünürüm..Buna şuur denir. Şuursuz yapılan hiç bir şeyden hayır çıkmaz.

Gideceği yeri bilmeyen insan yola çıksa nereye gider? .
Öyleyse derim ki; şirin bir maksadı olmalı.Şairler şiirleriyle toplumlara, milletlere ve hatta dünyaya yön verirler.Onun için de yüzlerce yıl, hatta binlerce yıl şiirleriyle yaşarlar.
Ya manası:
Şiiri şiir yapan da asıl manasıdır.Şiir: (Az sözle çok şey söyleme sanatıdır.)Diyebiliriz.Şair manayı sadece satırlara değil, satır aralarına da yerleştire bilendir.
Mesela Fuzuli'nin Su kasi"desindeki Şu iki mıra;

"Destbusi arzusuyla ölürsem dostlar
Küz eylen toprağım sunun anınla yare su."

Merhum Necip Fazıl'ın:Çile şiirindeki;

"Kustum öz ağzımdan kafa tasımı." Mısrası ne derin manalar taşıyor.
Ben aciz kardeşiniz şiirde manayı ve maksadı çok önemserim. Yapı daha sonra gelir.Şiir kaside olur. Tardiye olur murabba olur. Türkü olur.Koşma olur. Hatta mani olur. Fark etmez. Hatta hiç biriside olmayabilir. Manasıyla, maksadıyla şiir şiir olursa...

Yapıya gelince:
Ben şairi bir Duvarcı ustasına benzetirim. Taşları seçer, yontar, yerini belirler ve yerine koyar. Bu taşlardan biri yerine konmamışsa bakan her göze hoyratça batar ve duvarın tüm güzelliğini bozar.Şair de kelimeleri seçer, yontar ve yerine koyar. Yerli yerine konmayan kelime şiirin bütünlüğünü, güzelliğini ve hatta manasını bozar. Hatta sadece sözler değil virgüller bile önemlidir.Söz vardır söz vardır..
Yunus Emre'nin dediği gibi:

"Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı."

Buna uygun bir fıkra nakledeyim.
Padişahın biri remil attırıp fal baktırır. Falcı baktığı faldan sonra:
Padişahım der sizin ölümünüz çok yakın.Aile efradınızdan ilk önce siz öleceksiniz der. Padişah sinirlenir ve:
"Atın şu küstahı zindana der."
Başka bir falcı çağırtır. Gelen falcı da aynı neticeyi görür ve
Padişahım nemutlu size der. Sevdiklerinizden hiç kimsenin acısını görmeyeceksiniz. Padişah bunu da ödüllendirir.
İki falcı da aynı şeyi söyler ama etkisi farklı farklıdır.Onun için sözün yerli yerinde kullanılması şiirde çok önemlidir.

Böylesine geniş bir mevzuyu tereciye tere satmak gibi de olsa, siz kardeşlerimle kısaca olarak paylaşmak istedim. Affınıza sığınarak. Şiir ve şair hakkındaki düşüncelerimi özetlediğim iki şiirimle sözlerimi bitirmek istiyorum.

Selam, sevgi ve saygılarımla. Seyfeddin Karahocagil.

Şiir
Şiir; aç sar bir yumaktır,
Kâinatı okumaktır,
Fikir; zemin, duygu; iplik,
İlmek ilmek dokumaktır.

Şair; onun tezgâhdarı,
Okuyan; çiçekte arı,
Birleşince gör baharı,
Nasıl güzel olacaktır..

Seyfeddin KARAHOCAGİL

Şiir ve şair
Sordular; 'şiir nedir? '
Kalpten kalbe yol dedim.
'Ya o yol nerede? '
Çevrene bak bol dedim.

'Kimdir şair? ' dediler.
Bu yoldaki kul dedim.
'Peki. bu kul nerede? '
Kendin ara bul dedim...

'Şairmisin'dediler
Kahkahayla gül dedim.
'Aşık kimdi? .' dediler,.
Yanmış, bitmiş Kül dedim..

'Ya aşk nedir' dediler
Bülbül ile gül dedim.
Vuslatı nasıl olur?
Umut yok üzül dedim.

Şimdi aşık varmola?
Dünya dolu, ful dedim.
Ama şekli bozuldu
Bre hey oğul dedim..
 
Seyfeddin Karahocagil
Selam ve muhabbetle.
 

Seyfeddin Karahocagil
Kayıt Tarihi : 16.10.2010 01:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nihat Gülle
    Nihat Gülle

    saygıdeğer üstadım şiir şair aşk konulu yazınızı pek beğendim aşk olmadan duygusuzca yazılan şiirler birer ruhsuz beden gibi sırıtır.Tamamen size katılıyorum gerçek aşksa ilahi olandır elbette bazıları bu aşkı inkar etse de ilahi aşk bir çok şairin şiirlerine konu olmuştur fuzuli gibi mevlana gibi yunus gibi yürekten kutluyorum şiir hakkında konuşsak ciltler dolar ama en azından bir ön söz vermişsiniz makalenizde teşekkürler paylaşımınız için selam ve saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Cahit Telkök
    Cahit Telkök

    Pek değerli Sayın Hocam
    Sizin bu yazınızı beğenerek ve hak vererek okudum
    Tabi ki burada anlatılanlar doğru bakış ve doğru yorumdur
    Fakat ben aşk kelimesi ile İlahinin bir arada kullanılamasının inssnların kafasında doğurduğu çarpıklıktan dolayı ilahi aşk tamlamasını doğru bulmuyorum
    Gerçi tasavvufçular bunu aşkı nefsani ve aşkı hakiki diye ayırmış olslara dahi
    ben naçizane bu gibi konularda Ne şairlere ne tasavvufçulara ne de başka aşk ehline danışmaktan imtina etmek yanlısıyım
    Bu manada Aşk konusu Kuranı kerimde Hz yusuf kıssasında anlatılmıştır
    ve aşkın tarifini bu kıssadan alırsak Aşkı ilahi diye bir şey ortaya çıkamz
    keza Peygamberimizn hiç bir Hadisinde de İlahi aşk adı altında bir ifadeye rastlamak mümkün değildir
    sizin anlattıklanız doğrudur
    fakat buna başka bir isim vermek gerktiğini düşünüyorum
    Aşk ile ilahi kelimesi yanyana anıldığundan dolayı aşk kutsallaştırılmış
    ilahlaştırılmış ve bu günkü durum meydan gelmiştir diye teşhis etmeğe çalışıyorum
    şiir konusunda benim de bir yazım var onu da okursanız aynı görüşte olduğumuzu siz de göreceksiniz
    selamlar hürmetler /şiir ne demek 7inci sayfa 186 da

    http://www.antoloji.com/siir-ne-demek-2-siiri/

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Seyfeddin Karahocagil