Siir Etrafli Hanimagalar ve Feristah Bab ...

Seyfi Karaca
5083

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Siir Etrafli Hanimagalar ve Feristah Babalar 12

Yine onlarin kaleminden düsüp dökülen SIYASAL POLEMIKLILIGIN icinde her türlü kavga kir cöküs gecimsizlik ayrisma sogulma yilginlik yanilginlik belirsizlik bilinmezlik karamsarlik kargasa kopus cöküs kusku cinnet girdap cikmaz saplanti bela ilgisizlik itibarsizlik sorunlar yigan yumak sariminda, TELIF HAKKI kendilerinin olmayan akil fikir duygu düsünce kavrayis anlayis ve aliskanliklari kendilerine hayranlikla baglanan kitle kütlelerine fazlalastirarak aktarmanin arac gerecleri olarak, etraflarina dolusmus ve donanmis herseyin DILE GETIREN ICRACISI olarak kendilerini ve kendilerinden baska hickimseyi görüp bilmenin AHKAM KESIMIYLE; kendilerini hakli cikarmanin yönetip yönlendirdikleri sandiklari hayatin dizginini elde tuttmak saplantisinin `simdi sira sende acil susam acil` veya `gelip yeserebilirsin bahar müsade senin` veya `hadi simdi Turan olsun ` yahut `kiskirip koptugu yerden Devrim cikip kapiya dayansin` gibi yasadigi dünyada, kiside, toplumda hicbir öznel ve nesnel karsiligi olmayan HAYAL PERESTLIGIN alim –satim tüccarligini yaparlar.
`Angina Petrokis`de Hikmet Nazim :
„ Yarisi burdaysa kalbimin/ yarisi cindedir doktor /Sari nehre dogru akan/ ordunun icindedir/ Sonra,her safak vakti, doktor,/her safak vakti kalbim/ Yunanistan da kursuna dizilir / sonra, bizim burada mahkumlar uykuya varip revirden el ayak cekilinc kalbim camlicada bir harap konaktir her gece doktor „
……….`kalbinin iman tahtasinda en uzak yildiza carptigina SOSYAIST ENTERNE bir gezegen aygiti gibi, bazan kendini güden kosullandirmalara ister istemez ispatlamak zorunda hisseder ki bu BEKLENTIYE GÖRE veya USULÜN ICABINA dair igretiligin satir dökümlerini daha sonraki devirlerde Dogu Alman, Cekoslavakya, Macaristan. Yugoslavya gezip turlayan REKLAM TABELASI niteliginde radyo yayinciligindan tut ki konferans kompozisyonculuguna varincaya kadar, ne denli ULUSLARARASI bir büyüklügün varlik sahibi oldugu arka pilanindan, ögütülüp ufalanmis seylerdir Angina Petrokis`i Nazim Hikmet`in.
`Karli Kayin Ormaninda`ysa Hikmet Nazim :
„ Memleket mi yildizlar mi / Gencligim mi daha uzak / Kayinlarin arasinda/ Bir pencere, sari, sicak /…………..Eski takvim hesabyle / Bu sabah basladi bahar/Geri geldi Memedime /Yolladigim oyuncaklar / Kurulmamis zemberegi/ Küskün duruyor kamyonet / Yüzdüremedi legende/ Beyaz kotrasini Memet „
………hic kuskusuz üzüldügüne agit yakan nitelikte bir duyumsamadir bu siir. Fakat yine de kendini baskasiymis gibi göstermenin Istanbul Bayramoglu`ndan kahir yüklü hesap sorarcasina ayni siir icinde `ölümü bile bile ve ölümü hic düsünmeden` hemen ilk soseden sapinca yasamanin PIRIL PIRIL görünen yerinin MOSKOVA oldugunun, siyasi kimligine ADANMIS poz veren zirhli suvariligi istifi hic bozulmams fiyakalarda (feodal agitlara sarilarak sanki MOSKOVA dedigi yerin hic derdi belasi karanligi öfü püfü kokusmuslugu batagi zulümü ölümü zorbasi diktasi gericiligi saplantisi hüznü veya cilekesligi yokmus gibi saplantili bir körü körünelige kendini kaptirip götüren aldanip inanmislikla, soyut sahteliklige sosyalist manevralar ceken ) serkeslikler satip savutturmakta.
„ Hapiste Yatacak Olana Bazi Ögütler`de Hikmet Ran :
“ icerde mektup beklemek /yanik türküler söylemek bir de/ bir de gözünü tavana dikip sabahlamak / tatlidir ama tehlikelidir / Trastan trasa yüzüne bak / unut yasini/ koru kendini bitten /bir de bahar aksamlarindan/ bir de ekmegi son lokmasina dek yemeyi/ bir agiz dolusu gülmeyi unutma hic bir zaman /bir de kim bilir / sevdigin Kadin sevmez olur / ufak is deme /yemyesil bir dal kirilmis gibi gelir /icerdeki adama “
……hayata hicbir tutar dali kalmamisliktan sonra, küslüge yokluga baharsizliga ayda yilda kendi yüzüne dahi ve üstündeki MAHPUS DAM AVANINA bakmaktan kendini BITTEN SAKINIR GIBI sakinmasi gereken kisiye `assalar da kendimden kurtulsam` fena fikirliligini yerip yasaklarken, `yeter ki kalbindeki cevher sönmesin, düsmana karsi inadina yasayacaksin ` dopinginden motor gücü cok yüksek enerji depolamaya calisik; ne ugruna bilinmezleriyle dolu DÜSMAN GÜDÜMLÜLÜGÜNÜN yolu hapisten gectikce dogrusunu kanitlamis olan bir algiyla ve ayda yilda bile olsa disardaki son yapraga, yukardaki tavana ve kendi yüzüne dahi bakamamayi YASAMAK`tan sayan siradanlik gibi receteleyip sifa niyetine her kapilan hastasina yudumlatir.
`Severmisim Meger`deyse Nazim Hikmet :
Yil 1962 mart 28 /Prag-berlin treninde pencerenin yanindayim /aksam oluyor /dumanli islak ovaya aksamin yorgun bir kus gibi inisini severmisim /meger / aksamin inisini yorgun kusun inisine benzetmeyi severmisim „
………uzuun satirlarla siralayip dizin ettigi bu siirindeyse neredeyse hayatinin son yillaridir Hikmet Nazim`in. Ne tuhaftir ki bütün ömrü boyunca ÖZGÜRLK ve Dünya Güzelligi diye kendinden cikip gittigi ve insan konusup yazan dilliligi tümüyle Siyasal saplantililigin esaretine tutsak ettigi sürüklenis, itis, kakis, mapus, kacak kovulma, yorulma, yilma ve kovalasmalarindan bezgin bitkin ve en cok da HAYAL ve HÜSRAN kiriklarina ugramis olarak; büyük yanilmisliklardan son derece bsit ve kendi olmayi deneyen ITIRAF Icerikliligin adres tarifidir. Siirin devaminda :
„ Meger irmagi severmisim/ ister böyle kimildamadan aksin kivrila kivrila tepelerin üstünde „…..
„ Gökyüzünü severmisim meger/ kapali olsun acik olsun/ Borodino savas alaninda Andireyìn sirtüstü seyrettigi gök kubbe / hapisteki Türkceye cevirdigim iki cildin Savasla Baris`ini/ Gök kubbeden degil meydan yerinden / gardiyanlar birini dövüyor yine „
„ Agaclari severmisim/ cirilciplak kayinlar Moskova dolaylarinda Peredelkino`da kisin /cikarlar karsima alcak gönüllü ve kibar “
„ Yollari severmisim meger/ asfaltini da/ Vera direksiyonda Moskova`dan Kirim`a gidiyoruz Koktebel`e /asil adi Göktepe ili/ Bir kapali kutuda ikimiz / Dünya akiyor iki yandan dilsiz uzak „
„ Cicekler geldi aklima /gelincikler kaktüsler fulyalar /Istanbul`da Kadiköy`de Fulya tarlasinda öptüm Marika`yi / agzi aci badem kokuyor / yasim on yedi / kolon vurdu yüregim salincak bulutlara girdi cikti /Cicekleri severmisim meger / üc kirmizi karanfil yolladi bana hapishaneye yoldaslar / yildizlari hatirladim „
„ Gözümün önüne kar yagisi geliyor / agir agir kusbasisi da buram buram tipisi de/ meger kar yagisini severmisim/ Günesi severmisim meger / simdi su visne receline bulanmis batarken bile/ günes Istanbul`da da kimi kere renkli kartpostallardaki gibi batar „
„ Ay isigi geliyor aklima en aygin baygin en yalancisi en kücük burjuva /severmisim / yagmuru severmisim „
„ Zifiri karanlikta gidiyor tren / zifiri karanligi severmisim meger / kivilcimlar ucusuyor lokomotiften / lokomotifi severmisim meger / meger cok seyi severmisim de altmisinda farkina vardim bunun / Prag-Berlin treninde pencerenin yeryüzünü dönülmez bir / yolculuga cikmisim gibi seyrederek „
…..Sirrin burasina kadar gecmisin kimi Bolu`da kimi Kadiköyde kimi hayal kimi essah serpilmis dagilmis kirik dökük NOSTALJiSI`yle birlikte o günün VERA`si ve Moskova merkezli yasam calkantilarini tüm heyecan vericiligini yitirmis SIYASI tutsakliktan gizli ve sessizce kaip kurtulmayi dileyen bir ruh halini ele veren, fakat yanildigi yeri aciga verme cesaretini gösterememenin de ezikligi altinda kivranan, mecburi SLOGANIST laf serpintilerini rast gele konuslandirirken bile tüm bikkinligini ve yitirdigi inancini ucundan kenarindan duyurup ilan eden siralanmis satirlar silsilesidir. Final ise ap acik ve saklanamayacak derecede TÜM NAZIM HIKMET SAIRCILIGININ hayatini kendini dürtüp güden SAPLANTILARA ezip harcayarak dünyayi kainati ve insani yokluk ve yoksunluklar icinde ISKALAYAN Enkaz bildirimidir. Söyle ki :
„ kirmizi yesil sari balonlarda cocuk cigliklariyla günes / gökyüzü mavi isiklariyla /kim derdi ki hikayem böyle biter /yagmurlar mevsimine girdim kederli siirler mevsimine / bir seyler bekliyorsun benden degil / sözler duruyor aramizda birbirimize ulasamadan/ cocuk cigliklariyla günes kirmizi sari yesil balonlarda / yorgun ve umutsuz bakiyoruz sözlerimize „
……yakin uzak hic farketmeksizin icinde boguldugu Ayrilik, Aldanmislik, Yokluk ve YENILMISLIK duygusunun cöküp cullandigi yogunluga kendi drenci olan hic birseyle karsilik verememenin ICE GÖMÜLÜ Yaniksamalarini ve SAYRILARINI kimseye pay edemedigi YALNIZLASMAYA devirip döken NAZIM DiLLI bu sartir dizinelerini, yine tam buradan kaynaklanip ona özenen bütün müridleri kopyalayip cogaltrak EFKAR ISYANKAR günümüze kusatan bütün kaliplasmisliga ambarlayip defin etti. Devamla ayni siirde Ran Hikmet :
„ Dünyayi verelim cocuklara hic degilse bir günlügüne / alli pullu bir balon gibi verelim oynasinlar / oynasinlar türkü söyleyerek yildizlarin arasinda / dünyayi cocuklara verelim / kocaman bir elma gibi sicacik bir ekmek somunu gibi / hic degilse bir günlügüne doysunlar „
…..aslinda anasiz babasiz bir dünya cocuklugu, olmaksizin kesinlikle olamayacagi sosyolojik veya bilimselligiyle hepten herseyden vazgectigi ve umudunu her türlü sorunsuz dertsiz TOPLUM ÜRETME atölyeciiginde artik ERGiN ve Yetiskin insanlarin üstesinden gelecegi is olmadigina kendini bozup dagitarak; büyüklerin hayatina ve yetkisine son veren COCUKLUGA siginarak; yarin anne ve babalarindan cok da farkli bir varlik gösteremeyecek olan kurtulusu hayal edinmekte.
„ Yoruldun agirligimi tasimaktan / ellerimden yoruldun / gözlerimden gölgemden / sözlerim yanginlardi / kuyulardi sözlerim / birgün gelecek ansizin gelecek birgün / ayak izlerimin agirligini duyacaksin icinde / uzaklasan ayak izlerimin / ve hepsinden dayanilmaz bu agri olacak „
……satirlariysa siirin tüm umut, inanc, beklenti, egilim, fikir, duygu, düsünce, tutum, davranis, bilgi, ilgi ve iletisimini YIKILDIGI YERDE yigilip kalan boslukta kendini bulmusluga ören veran eden; yilgin yorgun bezgin cökmüs bitip tükenmisligin insan hayatindan gelip gecen kaplanmisligiyla; TOPYEKÜN Nazim Hukmet adina kendine son veris halidir.
Kocalmaya Alisiyorum `daysa artik kendine Elvedalardadir Nazim :
„ Kocalmaya alisiyorum dünyanin en zor zanaatina / kapilari calmaya son kere / durup durmadan ayriliga / saatler akarsiniz, akarsiniz, akarsiniz../ Anlamaya calisiyorum inanmayi yitirmenin pahasina „
……….siiriyse ortaliklarda kalan akil fikir hayal düs duygu düsünce taraf yan siyaset ileri geri…Nazim Hikmet Naniyla olmus bitmis IKILIKTEN idaasi ve israri bulunan dünya tekligine dair tüm ufak tefekleri silip süpürüp FAFLANMA veya kenara konma durumudur.
`Cenaze Merasimim`deyse Nazim Hikmet Ran :
„ Bizim avludan mi kalkacak cenazem / Nasil indireceksiniz / Asansöre sigmaz tabut / merdivenlerse daracik …..“ Bakacak arkamdan mutfak penceremiz/ Balkonumuz gecirecek beni camasirlariyla/ Ben bu avluda bahtiyar yasadim bilemediginiz kadar / Avludaslarim, uzun ömürler dilerim hepinize..“
…satir dizininindeyse soran hayata ne Sosyalist, ne Kominist, ne ideal bir dünya ne feodal bir iliski bagi, sadece gelmekte olan ebedi göcün en son ugurlayanlari merakli cocuklar, belki ucarken ugur nisanini birakacak lan güvercin fakat avludaki yalniligi kesin olacak olan, dünyadan hatirladigi yasanmisligin toplam özti niteligindedir, son sözlerini söyler gibisine Hikmet Nazim Ran.
…………Devam Edecegim……..

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 11.1.2019 20:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Seyfi Karaca