Hepimizin bildiği ve kabul ettiği gibi şairler, şiir severler, bir bakıma gönüldaşlar, şiir ve şiir üzerine, hatta sözlü ve yazılı edebiyatın öteki alanlarındaki sinerjik paylaşımlarını “şiir dinletileri” etkinlikleriyle sağlamaktadırlar.
Kriteri tartışma yaratabilecek bir taban düzeyinin üstünde duygu ve düşüncelerin gizemli dünyasında yaratıcı performansı olan her şairin bir “sanatçı” olduğunu da vurgulamak gerekmektedir. Bu kapsamda şiir dinletilerinde ve her yerde, sosyal davranış ve sanat görgüsü kurallarınının en başarılı uygulayıcılarının şairler ve sanatçılar olması gerektiği de yadsınamaz bir özelliktir.
Çünkü şairler, duyulamayını duyan, görülemeyeni gören, başkalarının hisseder gibi olup da hissedemediğini yazdıklarıyla gönül öncülüğü yapan, söylenemeyen sözlerin söyleme ustası olan zarif insanlardır; zengin, renkli ruhların temsilcileridir.
Peki şiir dinletilerinde şiirini okumakta olan şairi dinlemeyerek birbirleriyle konuşup beklenen zarafeti neden gösteremiyoruz? Hatta sahnede şiir okunurken susmayanı protesto eden bazı kişiler yerlerinde oturduklarında aynı kusuru neden işlemektedirler?
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Duygular dizelere yansıdıkça güzellikler meydana çıkıyor. Duygularınız susmasın. Selamlar...
Kaleme aldığınız yazınız için teşekkür ediyorum. Ciddi bir zahmet, kalitesi yüksek bir eziyet -ki iğne batırılması gereken noktalardaki ince zerafetten dolayı - ile analitik bir biçimde konuyu kuşatmış ve kılı kırk yararak izah etmişsiniz. Kurgunuzu çok beğendiğimi belirtir , tekrar teşekkür ederim. Sağolunuz.
Çok güzel ve anlamlı bir yazıydı sayın Ramazan Topoğlu.
Tüm toplantılarda karşılaştığımız sorunlar. Acemi de değiliz ki. Uyarılar, tavsiyeler, sarılmalar, öpüşmeler ee birazcık da dedikodu, güme gitti bizim şiir oturumu. Aklı başında insanlarız ya, kesinlikle bu böyle, aradan bir yıl gibi bir zaman geçmiş, özlüyoruz birbirimizi.
Biz iyisi mi şiiri asalım. Duvar duvar, kocaman puntolarla yazılmış olsun, Reklam panolarına asalım, sokak başlarına... Okuyacak birileri mutlaka çıkacaktır.
Yazınızdan sonra yorumları da okudum. Ortak sevdiğimiz dostlarımız varmış. Yorumlarına çok önem verdiğim, şahsen tanışmadım, isimleri gördüm.
Yazı, yazarı ve yorumcularıyla hedefe ulaşmış sayın Topoğlu. Kutlarım.
Saygılarımla.
Haklısınız İstanbul'daki şiir dinletilerinde kaç kez 'şiir sessizlk ister' diye uyardım. Ne yazık ki kahveye gelir gibi sohbet etmeğe geliyorlar. Ankara'daki şiir toplantısında şiir sevenler nefes bile alamıyor, şiirleri hûşû içinde dinliyorlardı 10
Sayın Ramazan Topoğlu
Gerek konu seçiminde ve gerekse konunun özlü bir şekilde işlenmesinde verdiğiniz yoğun çabaya, görüşlerinizi bizlerle palaşmış olmanızdaki saygınlığa teşekkür öederim. Düşünce olarak kesinlikle yabana atılacak düşünceler değildir bunlar. Duyarlı insanların, özellikle sanatla ilgili kişilerin duyarlılığını dile getirmesi ki, ( şairlerin duyarlılığına değinmişsiniz) topluma örnek olma niteliği taşıyan seçkinliğin söz konusu olduğu durumdur.
Sanata ve sanat severlere verilen değer, sanatsal etkinliklere katılım ve bu etkinliklerin bağlayıcı yönlerinin kültür birikimi sonucu olduğunu belirtmekte yarar görüyorum. Sahnede bir virtiyözü, bir sanatçıyı izleyen kişilerin nefeslerini bile dikkatli alıp verdiği toplumlar bu işi başarmış sayılırlar. İşte çağdaşlaşmak, uygar insan olmanın ayrıcalığu buradadır..
Sevgiler sunuyor Kutluyorum....TAM PUAN ve başarı dileklerimle..
“şiir okunurken susmalı, susmayanı asmalı” :))
yine bir etkinlikte şait olduğum değerli şairlerimizden birinin şiirini okumadan önce dinleyenleri nazikçe uyarması (ki oldukça uzundur şafak türküsü) kalmıştır aklımda
benim gibi birinin o seviye ye gelebilmesi için bir asır gerek ve kendimi dinletebilmem için
oysa sesiyle, yorumuyla, kişiliğiyle sahneyi dolduran kitleyi kendine hayran bıraka bilen dostlarımız da var
sahi nerdeler 'geçiyordum uğradım” :)
evet geçiyorlardı hayatlarımızdan ve uğradılar
aylar önce yazılmış olmasına rağmen bizim bu günümüzü çok daha güzel anlatıyor bu yazı
saygı ve sevgiler ustam
...Ş İ N
“Şairler genellikle yalnızca kendi şiirlerinin okunup dinlenilmesinden haz alıyorlar, çok şiir okuduğumuzdan olsa gerek (!) şiir dinlemesini pek sevmiyoruz.”
Bilakis, altına imzamı atarım.
yazı iyi de şiir yaz artık rambo:)
çok gözlerinden öpüyorum.
asalim onlari dost,asalim..:))))))siir dinlememenin nemenem bir suc oldugunu anlasinlar...
siir yaziliyor,okunuyor da,dinleyen yok...konusan konsana...benim anlamadigim sey,siire bulasan insanlarin da konusmasi...oysa en cok onlarin susmasi gerekiyor bence..
kafelerde duzenlenen siir dinletilerinin siire ve saire herhangi bir katki saglamayacagi kesin..catal,kasik,bardak,sandalye sesi arasinda kayboluyor sozcukler...en iyisi,sairlerin gruplar olusturarak kendilerini ve siirlerini tanitacak daha genis kitlelere yapacagi siir dinletileri olmali diye dusunuyorum...
belki de en iyisi siir yazmamak ve de okumamaktir,kimbilir:)))))
muhakkak okunmasi ve degerlendirilmesi gereken bir yazi okumanin keyfiyle,kutluyorum sizi dost..selam,saygi,sevgiler Ankara'nin beyefendisine...
senin inceliğin dost..
senin inceliğin bambaşka
sevgilerimle
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta