Sihhatler Olsuna Kayseri Güncesi

Seyfi Karaca
5099

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Sihhatler Olsuna Kayseri Güncesi

Kimbilir hangi yorgunluklarin dizboyu gezip dolastigi bilmem neyin neresinden dönen dünyanin, hic bir maddi yükü tasimamis olsa bile manen ve ruhen herseyin soludugu hayatla birlikte mutlaka kirlenip, dolan bosalan inis yokuslarin herdaim hep aklinda olan yunup arinma ihtiyac ve arzusudur, kirkyilin basi deyip HAMAM TASINDA sular seller dökünmek.
Gün O`gündür. Tüm telas ve kaygilarini yegni kapilarda koyup hergün kaldirim, cadde ve merdivenlerinden milyonlarca insanin inip ciktigi kalabaligindan siyirip cekip kendi basinaliga sakin olunur. Usuul usul sakinlesip seyrelir koskoca dünya, tüm örseleyici asvalt gürültülerinden yavaslayip durgunlasan kendi ayak seslerin duyuyulup, senle birlikte öteye beriye seni bildiren gölgen belirir ve düser.
Belki ambarda kabala semsamer kalpagi kesip cirpmissindir, belki piriket örüp tugla döseyenler duvarina ip baglayan sedül dogrulup düzeltmissindir, belki uzun yollara gidip gelen muavin, belki un torbasi seker pancari belki demirdograma eski veya yeni sanayi kalfa cirakliginda yövmiyesine yilen acemi dünya telasesi; ve belki de bunlarin hicbirinden cikip gelen ve gecmisin eski sokaklarina vardikca da seni adim adim usul ve eylenmis bir zamanin huzuruna cikaran say ki Kadi Hamami`ndasin. Basamaklari iniyorsun. `selamin aleyküüüüüm` diyen nefesini ve sesini doldugun yerden gürleyip acik kapidan iceri giren ferah bir dünya gibi salip söylüyorsun. Iceri henüz disardan getirdigin isik kusatmasina gözlerini bulandiran loslukta ve matlikta. Durulur durulmaz gidip gele gele alistigin yüzleri farkediyorsun. `ayakkabini söyle alayim abi`diyor, terlik veren ve oturdugu sandalyadan kosup gelen kaytan biyikli. `Kese olacak misin` diyor kasda fis kesen iki vardiya nöbecisi. `Yok` diyorsun. `sade hamam bir de kcük haci sakir`. Elli ödüyor, otuzu geri aliyorsun. Sana gösterilen `üc numarali oda kabinin` soyunup pestamali baglanarak disari cikiyorsun. `isiklari söndür bi zahmet abi` diye sesleniyor seni kasadaki oturan para kesici. Yüz numarali helaya ugrayip her tarafi mermer beyazi ara kapilardan geciyor, bos bulunanina bakip kurnabasi kendince uygun musluklardan birini begenip cögüyorsun. Musluk tasindaki gidenden kalan artik sulari saga sola serpiyorsun. Sicak –soguk su ayarini sirtiyin hoslandigina göre iki kurnayi bi reden ayar cekiyorsun. Sonra gözün kirpigin baldirin sabun kirtiginde iiiyce yedire yostura, tenin kizarincaya kadar kir pastan ayiklayip arindirmaya sürte öfeleye, soluk soluga koyuyorsun kendi kendini.
Bir ara bus bus bunaltici terleme odasina giriyorsun. Orda olanlara elini dösüne vurup `selamin aleyküüüüm ` sesini gümbürdetiyorsun. Icerde terlemekten hosafi cikmis genc-ihtiyar her kimse, zor gücün mecal ile senden alan hrmeti sana gersin geriye söyleyip selam ediyor. Hortumla buz gibi soguk suyu topuklarina kadar ter icinde kaldigin üstüne basina püskürtüyorsun. Aynisini birkac defa girip cikarak son sabun köpürtmeyi sivanip yayildiktan sonra, su dökündügün tasi musluklarin basina koyup, askidaki tertemiz pestemai etegine havluyusa sirtina doluyorsun.
Geldigin gibi aradan büküsten sadirvanli genislige varip oturuyorsun. Yanin yören senin gibi yunmus yikanmislar kisa komsulugu. Kaytan biyikli sirtindaki avluyu alip yenisiyle degistirirken kafana da tmiz havlu bagliyor. `kolonya sürüp sirtini öfeleyim mi abi` diyor. Yok olmaz demiyorsun. Ayran –gazoz herneyse gayri, solugun iiiycene sakinlesene kadar mermer sadirvandan süzülüp dökülen suyun huzur veren sarkisini dinliyorsun. Elindeki masrafayi oldukca alismis tellaklar sadirvandan ictikten sonra, oturduklari uzaktan attiklari gibi mermer su birikintisine kondurduguna hayretten hayrete düsüyorsun..
Soyundugun gibi giyinmeye üc numarali kabine cikiyorsun. Kirli coraplari ve diger ic camasirlari yenisiyle degisip posete koyuyorsun. Tahta merdivenleri bir bir iniyorsun. Koyduklari yerden ayakkabini veriyorlar sana. Kolonya tutuyorlar. `sihhatler olsun abi` diyorlar; ve aradigi yorgunlugu üstünden atmak dünyasiyla bulusmuss olmanin dingin ve ic huzuruyla, hamamin erkekler bölümünden tas basamakli merdivenleri cikip, ayakkabiyi boyatip,tursu icmeye gidiyorsun.
Caferbey, Setenönü, Deveci,Hunat, Selahattin, kimi fani kimi hala hayatta zar ve zor gücün…
Artik kaybolmaya günden güne yüz tutmus dünya güzeli; ve insanlik tarihi kadar eski ve ezeli, emaneti herkesin boynuna yadigar bir hayatin hatirasi ve ölümsüz anisina, SIHHAT ve sifa niyetidir, bilen gören duyan kendi kiymetinde bahtiyar olsun..!

Agustos / 18

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 13.8.2018 14:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Seyfi Karaca