Sıfırları olmayan bir “1” ne kadar “100” ediyorsa; ben de sensiz o kadar ben ediyorum. Şehirdeki ışıklar olmadan da yaşanabiliyor bu insanlar, onu yapıyorlar bazen, ama ben gözlerini özlüyorum. Son söze de, söyleyene de; lanetler yağarken sağanak sağanak ben sende gömülü gömütlerin en solmuşu, sen bende ki abidelerin en yücesi olarak ayrıldık. Sen giderken ben ağlamaya başlamıştım ki, yağmur yağamadı, korktum seni o ilk gördüğüm yerin onundan geçmeye dün gece ve ben güzel kız; sensiz günleri hiç yaşayamadım, yaşanmadı, yaşanamadı, yaşatılmadı.
Sokaklar biraz daha kasvetli biraz daha ürkek biraz daha o DOĞU’NUN acısını kokarken ben tatlı sesini duyamadım. Günlerim sensiz geçerken ben sana olan dualarımı hiç bitirmedim. Ben sensiz, ben çare denizinde yelkensiz, ben sana giden yollarda yaralı, sen bana gelen sokaklarda yoktun.
Sıcaklığını hissetmen bir an ve gülümsemek “neden hala? ” diye! Tadına halen varamadığım birkaç saate dilimi değdirmeye çalışırken, yakaladığım insanımsı gülümsemeler ve şakaklarındaki düşünen parmakların bana verdiği bütün hazlar rüyaların en nadide derinliklerine gömülmeye çalışırlarken, ben hiç pes etmedim.
Gelirken; bir gecenin, bir nısfında, bir yerden, başka bir yere; kendime hesap veremedim “kimdi O? ” diye ve defalarca bekledim tekrar o “ARAMA” ulaşmayı. Ve bir şehri uzun saçlı bir kızı görmek için gezdim günlerce, son bir kez ona bakıp “sen benimsin” diyebilmek için ve bir kez daha sıcaklığını hissedebilmek için yapraklarının, belki seni orda öldürüp bari ölürken sana sarılabilmek için!
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta